Pages

Subscribe:

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Tembelmisiniz?

Uzaktan kumanda 3 metre ötenizde duruyor, televizyona uzaklığınız ise 2 metre... Televizyonun sesini televizyonunun üzerinden kısmayı daha uygun bulur musunuz

Çok susadınız fakat mutfağa gidip gelmek işkence... Önünüzdeki soğumuş çayı su niyetine içip susuzluğunuzu geçiştirir misiniz?

Evde çöpler iyice birikmiş, hafiften de bir koku yayılmıyor değil... Ortama deodorant salıp, çöp atma işlemini 1 gün daha geciktirir misiniz?

Erik, kiraz, üzüm gibi meyvelerin karpuz boyutunda olanı çıkmış... Çekirdek ayıklama işlemini minimuma indirgemek için dev çekirdekli dev meyveyi tercih eder misiniz?

Otobüsle yolculuk yapıyorsunuz... Ne tesadüftür ki Kuşum Aydın ve Arto önünüzde, Esra Ceyhan ve Huysuz Virjin arkanızda oturuyor. Haa yanınıza da Selami Şahin konumlanmış... Ses kargaşasına rağmen uyuyabilir misiniz?

Beyni çalıştırmak için

Çoğumuz anne ve babamızın yaşadığı gibi yaşlanma fikrine karşı geliriz ve bu süreçle mümkün olduğunca mücadele edeceğimize dair yemin ederiz. Güvenli, memnun ve tıbbi olarak daha uzun yaşamanın yollarını, kendimize izin vermeyi yaşam boyunca sağlıklı ve mutlu kalmayı araştırırız.

Var olanları geliştirme kadar yeni beceriler öğrenme konusunda gelecek istekler için kendimize izin verelim. Daha uzun yaşamak, daha genç hissetmek ve görünmek için bu stratejilerinin bazılarını deneyin

1. Strateji: Zekânızı keskinleştirin

Keskin bir zeka rahat olmamızı, iyi ilişkiler kurmamızı, iyi beslenmemizi ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlar. Zihinsel aerobik yapma, hafızayı geliştirir ve Alzheimer hastalığı riskini azalttır. Son UCLA araştırması beynimizi aktif tuttuğumuzda, şaşırtıcı bir şekilde beyin veriminin arttığını buldu, hatta sadece birkaç hafta sonra bile.
Zekanızı keskinleştirmek için bu tavsiyeleri düşünün.zihinsel ufkunuzu genişletmek için farklı yaklaşımlar deneyin. Bu yaklaşım, yeni bir yere yolculuk yapmak, enstrüman çalmayı öğrenmek, balo dansı yapmak veya okula geri dönmek olabilir.

Üç Temel Hafıza Hafıza Tekniğini Öğrenin ve Kullanın:

* Bakın: Hatırlamak istediğiniz şeye odaklanın.
* Kapın: Bilginin zihinsel kesitlerini hayal edin.
* Bağlantı Kurun: Beyninizde kesitleri birbirine bağlayın / birleştirin.

Bulmacalar, oyunlar, okuma ve diğer düşünsel hobiler ile zihinsel olarak aktif kalın, fakat beyninizi çalıştırdığınızdan ve beyninizi zorlamadığınızdan emin olun- hayal kırıklığı ve üzüntü yaratmadan ilginizi çeken meydan okuma seviyenizi bulun-

2. Strateji: Sağlıklı ilişkiler geliştirin

Sosyal olarak bağlantı kuran insanlar, kendilerini soyutlayan insanlardan daha uzun yaşam beklentilerine sahip olurlar.
Partnerinizle olan cinsel ilişkinizi geliştirin çünkü iyi seks daha uzun yaşamak demektir. Bu sadece insanları birbirine yaklaştırmaz, kan basıncını düşürür, ağrıyı azaltır, dinlendirici bir uyku çekilmesini sağlar, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir bu sayede enfeksiyona karşı daha iyi mücadele ederiz.

Empati—Başka bir insanın duygusal bakış açısını anlama ve bu anlamayı vurgulama kabiliyetimiz. Herkes empati uzmanı olmamasına rağmen, bize empatik yanıtlarımızı vurgulamayı öğreten kolay egzersizlerle yeteneklerimizi geliştirebiliriz.

Dikkatli Dinleme Egzersizini Deneyin: eşinizden veya arkadaşınızdan bir duygu veya onun için önemli olan bir konu hakkında konuşmasını isteyin ve hiç kesmeden veya yorum yapmadan dinleyin. Gözünün içine bakın ve odaklanın. 5 dakika sonra, nasıl hissettirdiği hakıkında birbirinizle konuşun.

3.Strateji: Stresi azaltmak

Yaşamımızdan stresi tamamen çıkartamıyoruz fakat strese karşı daha sağlıklı tepkiyi öğrenebiliriz. Daha uzun ve daha iyi bir yaşantı sürmek için stresi en aza indirebileceğimiz bazı adımlar:

Evinizdeki ve yaşamınızdaki karmaşıklığı kontrol edin.
Bazen bizi zorlayan insan karmaşıklığına sahip oluruz bu yüzden gerçekten ilgilendiğimiz kişiler için daha fazla zamana sahibiz. Yapmanız gerekenler listesinden birkaç kısmı / parçayı çıkarmayı deneyin.
Çoklu Göreve Dikkat Edin: Yavaş olun ve bir seferde bir şey alın.

Meditasyon Yapmayı Öğrenin: Düzenli meditasyon sadece stresi azaltmaz aynı zamanda, bağışıklık sistemini güçlendirir, kireçlenmeden kronik ağrıya kadar çeşitli medikal durumların iyileşmesini sağlar.

"Hayır" deme konusunda kendinize yetki verin. Yeteri kadar "hayır" demediğimiz zaman, daha fazla sorumluluk alırız ve endişeli, kızgın, içerlemiş ve tutsak kalmış hissederiz.

4. Strateji: Pozitif düşünün

* İyimserler, kötümserlere göre daha muhteşem bir yaşam beklentisine sahipler.Yarım bir bardağı dolu görmeye çalışın.
* Son yapılan araştırmalar, aklımıza koyduğumuzda iyimserliği öğrenebileceğimizi gösteriyor.
* Ruhsal dünyanızı keşfedin. Haftada bir ibadet evlerine katılma, hiç katılmayanla kıyaslandığında, 7 yıl daha hayat kalma ile ilişkilendirilir.

5. Strateji: Çevrenizi düzenleyin

Çevremizin nasıl hissettiğimiz ve ne kadar yaşadığımız üzerinde büyük bir etkisi vardır.

Güzel Konuşmak İsteyen?

Sözlü anlatımda konuşmacının önünde geniş bir zaman, tekrar tekrar okuma ve düzeltme imkânı yoktur. Bu sebeple usulüne uygun etkili ve güzel bir konuşma yapmak, aynı konu hakkında yazı yazmaktan daha zordur. Güzel yazı yazan biri aynı derecede iyi bir konuşmacı olmayabilir.
Güzel ve etkili konuşmak her ne kadar kolay bir iş olmasa da yukarıda sıralanan konuşma yanlışlarından sakınmakla, bu konuyla ilgili kaynakları ve örnekleri incelemekle, biraz çaba ve dikkatle en azından öncekilerden daha iyi ve başarılı bir konuşma yapmak mümkündür. Konuşma eyleminin gerçekleştiği bir ortamda konuşmacı veya dinleyici olarak bulunuyorsanız aşağıdaki hususlara dikkat etmelisiniz.
1. Muhatabınıza önem veriniz, saygılı olunuz ve övünmeyiniz. Bu aynı zamanda kişinin kendisine olan saygısının da gereğidir. Siz muhatabınıza saygı göstermezseniz o da size saygı göstermeyecektir.
2. Dinlemesini biliniz. Siz muhatabınızı dinlemezseniz karşı tarafın sizi dinlemesini istemeye hakkınız olmayacaktır. Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin aynı anda konuşmaya çalıştığı, gürültülü ve ilgisiz bir ortamda güzel konuşmak mümkün değildir.
3. Samimî olunuz ve yapmacıklıktan sakınınız. Sözlerinizin ve tavırla­rınızın birbirini desteklemesi inandırıcılığınızı artıracaktır. Söylediklerinize öncelikle sizin inandığınız her hâlinizden belli olmalıdır.
4. Yere, zamana, duruma, muhataba uygun bir konu seçiniz ve boş konuşmayınız. Düşündüklerinizin hepsini söylemeyin fakat söylediklerinizi düşünüp söyleyiniz. Söyleyecek sözünüz olmadığı zaman susmasını biliniz. Sözü gereksiz yere uzatmayınız. Konuşmanın sabır taşıracak uzunlukta olma­masına dikkat ediniz. Sözün, düşünceyi tam olarak ifade etmesine özen gösteriniz.
5. Çevrenizdekilere sık sık nasihat vermeye kalkışmayınız. Sizin düşünceniz sorulursa usulüne uygun olarak karşılık veriniz.
6. Konuşurken kelime seçimine, bunları doğru söylemeye ve üslûbu­nuza özen gösteriniz. Söz varlığınızı genişletmeye çalışınız. Sınırlı bir dille, tekrarlanan kelimelerle konuşmayınız. Anlamını tam bilmediğiniz kelimeleri kullanmaktan sakınınız ve kelimeleri doğru telaffuz ediniz. Kelimelerin söylenişine ağız özelliklerini yansıtmayınız. Edebî dille, kültür diliyle konuşmaya çalışınız. Yakın anlamlı kelimeler arasındaki anlam inceliğine dikkat ediniz. Konuşma­nızda kaba sözlere ve argoya yer vermeyiniz.
7. Mümkün olduğu kadar sağlam cümleler kurmaya çalışınız. Uzun cümlelere hâkim olamıyorsanız kısa cümleleri tercih ediniz.
8. Sesin insanın kişiliğini yansıtan önemli bir unsur olduğunu unutma­yınız. Dalgınlık, yorgunluk, hastalık, korkaklık, zayıflık, çekingenlik, kendini beğenmişlik gibi nitelikleri konuşmaya yansıtmamaya özen gösteriniz. Pürüzlü, kaba, sert, çok ince, hım hım, genizden gelen sesin dinleyenler üzerinde olumlu etki bırakmayacağını unutmayınız.
9. Sesinizin tonunu duygu ve düşüncenizin özelliğine göre ayarlayınız. Tek düze ses tonuyla konuşmayınız, gerektiği yerde ses tonunuzu değiştiriniz. Vurgulara dikkat ediniz.
10. Konuşmada jest ve mimiklerden aşırılığa kaçmadan, gerektiği ölçüde söz ve düşüncenin ahengine uygun olarak yararlanınız.
11. Bir sunuş konuşması yapmanız gerektiği zaman (konuyu ne kadar iyi bilirseniz bilin) mutlaka hazırlık yapınız, en azından konuşma plânınızla ilgili kısa notlar alınız.
12. Dinleyicilerinizle göz irtibatını kesmeyiniz. Konuşma sırasında bir noktaya, bir yere veya bir kişiye değil, dinleyicilerinizin hepsine ve her tarafa bakarak konuşunuz.
13. Konuşma sırasında doğruyu güzel bir üslûpla ifade etmeye özen gösteriniz. Kendinize ait bir üslûp geliştirmeye çalışınız. Yeri geldikçe benzetmelerden, mecazlardan, tezatlardan, kişileştirmelerden, özlü sözlerden, fıkralardan yararlanınız.

Beyine zarar veren alışkanlıklar

1.(Kahvaltı etmemek)

(Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.).

2 . (Aşırı ısınma)

(Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar).

3. (Sigara içmek)

(Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir).


4.(Yüksek şeker tüketimi)

(Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.)

5. (Hava kirlenmesi)

(Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır).

6 . (uyku yetersizliği)

(Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.)

7.(Uyurken kafayı örtmek)

(Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.)

8. (Hastalık sırasında beyni çalıştırmak)

(Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.)


9.(Uyarıcı düşüncelerde eksiklik)

(Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.)

10. (Az konuşmak)

(Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.)

(Karaciğer hasarının ana nedenleri:)

1.Çok geç uyuma ve çok geç kalkma.)

2.(Sabahları tuvalete gitmemek)

3. (çok fazla yemek)

4. (Kahvaltıyı atlamak)

5.(Çok fazla ilaç tüketmek)

6. (Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek)

7. (Sağlıksız pişirme yağı tüketmek)

(İçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda, eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.)  

8.[Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur. Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdır.]


(Kansere en çok neden olan 5 gıda)

1. (Sosisli sandviç)

(Zira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.)  

2. (İşlenmiş et ve domuz pastırması)  

(Sosisli sandviçte, domuz pastırmasında ve diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir. Domuz pastırmasında doymuş yağın aynı şekilde kanserde payı olur.)

3. (yağda kızarmış şekerli çörek veya lokma)

(Lokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.

4. (kızarmış patates)

(Lokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara “French fries” değil, “kanser fries” olarak çağırılmalıdır.)

5. (Cips, kraker ve kurabiye, bisküi)

(Tümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde “trans yağlar içermez” yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır.)

Gençlerin Kimlik Arayışı

GENÇLERİN KİMLİK ARAYIŞI

Ergenlik dönemi kişiliğin oluşumda çok önemlidir. Ergen kimliğini bulduğu ve karmaşalardan sıyrılabildiği
oranda kişiliği oturmuş olacaktır.Bu dönemde ergen kimliğini arıyordur. Bu dönemin sonunda karşımıza
gelişmiş, yetişkin biride çıkabilir. Sorunlu, problemli biride çıkabilir.
O yüzden çocuğumuzun bu döneminde oldukca hassas davranılmalı gencin hal ve haraketleri ona hissettirilmeden
takip edilmelidir.

Çocuklar her dönemde beğendiği kişileri örnek alırlar. Başlangıçta bu örnek alınan kişiler ailesinden
olanlar ve ebeveynleridir. Anne babalar bu yaşlarda olumlu yönde örnek olabilmişlerse çocukları örnek
aldığı kişileri daha dikkatli seçer. Yaş büyüdükce örnek aldığı kişiler değişmeye başalar.
Örnek aldığı kişi bir insan yada sadece hayal ürünü olan varlıklar olabilir.

Bir çocuk film izlerken ordaki karakterleri örnek alabilir, ve aynı öyle davranmaya başlayabilir.
Bu durum çocuğunuzun sizden kopmasına neden olabilir. çocuğunuzu bu durumdan kurtarmak için daha
dikkatli olmamız gerkir. Aksi taktirde ilerleyen zamanda bu büyük problere yol açacaktır.

Yada çocuğumuz mahallenizden serseri, kavgacı, berduş birini örnek alabilir. Çocuğa o yaşlarda
karşısındaki kişinin yaptığı çok heyecanlı gelebilir ve "bende böyle olmalıyım ! bende herkeze
sözümü dinlettirmek istiyorum, benimde herkez peşimden gelsin" gibi davranışlar sergiler.
Ama ilerleyen yaşlarda buda olumsuz davranışlar doğurabilir.

Şunu unutmayın ! Bu yaşta çocuğunuz kendi içinde bir bağımsızlık savaşı vermektedir.
Gençler kimlik arayışı sırasında bir bunalım süreci içine girmiş olabilir. "Ben kimim, kim
olmalıyım,nasıl biri olmalıyım, hayata nasıl bir adım atmalıyım" gibi sorunlar içinde boğuşmaya
başlamış olabilir. Bu dönemde kendisi gibi olmak istediklerini eleştirebilir ve çok çabuk
değiştirebilir. Yani bu dönemde ne olmak istediğine , nasıl biri olmak istediğine bir türlü karar
veremiyordur.  Bununla birlikte bir bunalım içine girip içinden çıkılması çok zor durumlar olabilir.
Bu dönemde ebeveylerin çok dikkatli olması gerekir.

Çocuğunuzu devamlı destekleyin ! hayatı boyunca aldığı kararlara saygı duyun zaten er yada geç
çocuğunuz bir yetişkin olacaktır. Yanlış bir yolda oldugunu anlayacaktır.
Siz çocuğun kimlik arayışı sırasındaki davranışlarını aşırı derecede eleştirirseniz çocuk dahada
üstüne gidecektir. Bilirsiniz ki insan yasaklanan şeyler üzerine düşkündür.
Onun için çocuğunuzu bir yetişkin oluncaya kadar takip altına alıp hal ve hareketlerini kontrol etmelsisiniz.