Pages

Subscribe:

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Şifalı Bitkiler ile Tedavi Bakım ve Güzellik Sırları

Gerek hastalıklara karşı olsun, gerekse de bakım ve güzellik amaçlı olsun bitkilerin doğal sihirli dokunuşlarıyla her gün kendinizi yenileyebilir, formunuzu gün ve gün koruyup sağlıklı yaşamın doğal yönden tadını çıkartabilirsiniz.
Doğada yer alan bitkilerin özellikleri ve hangi hastalıklara, rahatsızlıklara iyi geldiğini mi merak ediyorsunuz. Ya da güzellik merkezlerine veya benzerlerine dünya kadar para harcamadan güzelleşmek, ve bakımlı bir cilde vücuda mı sahip olmak istiyorsunuz.
Şifalı bitkiler ile tedavi, bakım, güzellik ve sağlık yaşamın sırları için yazımızı dikkatlice okumanızı tavsiye ediyoruz.

Şifalı bitkiler ile tedavi, bakım, güzellik ve sağlıklı Uzun ömürlü yaşamın sırları

MUCİZEVİ RHOSSOUL
Dünya üzerinde %75’i Fas’ın sınırlarında yer alan büyük kayaçlardan elde edilen rhassoul adlı çamur, yüz yıllardır doğu kadınlarının güzelliğine yaptığı katkıyı Avrupa’ya taşıdı.
Avrupalı hanımlar arasında son zamanlarda son derece moda olan “rhassoul”, arapça “gassoul” yani, bizim alıştığımız okunuşuyla “gusül” kelimesinden geliyor ve yıkanmak demek. Hijyen ve güzellik sağlayan bu killi toprak temizleyici arındırıcı özelliklerinden dolayı yıkanmak kelimesiyle adlandırılmış. Faslı hanımlar tarafından kullanılan rhassoul; silisyum, karbonat, magnezyum, demir oksitleri, potasyum, sodyum ve kalsiyum içeriyor.
Bazılarının “siyah sabun” dediği rhassoul’un etkileri ise şöyle:
  • yağı ve kiri saçtan emiyor.
  • her türlü saç ve cilde iyi gelen dengeleyici bir bakım kürü sağlıyor.
  • kimyasal artıklara kadar, kullanılan kozmetik malzemelerin saçta bıraktığı kalıntıları temizleyebiliyor.
  • saçın üst tabakasını oluşturan hücrelerin birbirine yapışmasını sağlayarak saçın kırılmasını önlüyor.
  • saçın doğal halde tutması gereken %8 nem oranını barındırmasına yardımcı oluyor.
  • ölü hücreleri temizliyor ve yenilerinin oluşmasına olanak sunuyor.
  • saç derisinde bulunan sebun adlı yağ bezlerinin salgılarını düzenliyor.
Rhassoul’un günümüzde şampuanları, sabunu ve çeşitli işlevleri olan maskeleri de bulunuyor. Doğal hali ise macun şeklinde; toz halindeki toprağı sulandırarak ya da kurutulmuş çamur parçalarını eriterek elde ediliyor.
1001 DOĞAL REÇETE İlaçları, kimyasal temizlik ürünlerini kullanmaktan bıktıysanız ve doğal yöntemlerle pratik çözümler peşindeyseniz işte size Laurel Vukovic’in 1001 Doğal Reçete’si…
Doğal Sağlık (National Health) dergisi, en çok okunan bitkilerle tedavi yöntemlerin anlatıldığı yazılarını kitap haline getirdi. Laurel Vukovic’in hazırladığı bu köşede baş ağrısından ağız-diş sağlığına, gripten sivilce tedavisine, mutfak temizliğinden çiçek bakımına kadar aklınıza gelebilecek her konuda doğal yollar anlatılıyor. İlaçları, kimyasal temizlik ve kozmetik ürünlerini kullanmaktan bıktıysanız ve doğal yöntemlerle pratik çözümler peşindeyseniz Laurel Vukovic’in 1001 Doğal Reçete’sine (Kaknüs Yayınları) bakabilirsiniz. İşte size Vukovic’den birkaç öneri…
  • Baş ağrısına bitkisel son
Başınız ağrıdığında hemen ağrı kesici ya da aspirin içmenize gerek yok. Bir bardak zencefil, papatya ve ıhlamur çayı kasları ve sinirleri gevşettir. Ağrıya sebep olan kimyasal maddelerin az salgılanmasını sağlar. Çayın tarifi şöyle: 1 tatlı kaşığı kıyılmış zencefil kökü, 1 tatlı kaşığı kuru papatya, 1 tatlı kaşığı ıhlamur karışımından yapacağınız çayı isterseniz bir kaşık balla tatlandırarak sıcak içebilirsiniz.
Rahatlayın…
Baş ağrısını hafifletmek için dayanabileceğiniz kadar sıcak suyu bir leğene koyun ve ayaklarınızı 15 dakika içinde tutun. Bu sırada buzlu suda bekletilmiş bir havlu ya da bezi başınızın ağrıyan kısmına koyun. Bu, ayak damarlarınızın sıcaktan genişlemesini ve kanın ayaklarınıza gitmesini sağlarken, soğuk bez de beyin damarlarınızın büzüşmesine ve daha az kanın gitmesine sebep loru. Ve ağrınızı hafifletir, sizi rahatlatır.
  • Bitkiler depresyona karşı!
Çok streslisiniz, hatta depresyonda da olabilirsiniz. Bir bardak bitki çayı sizi rahatlatacaktır. Papatya ve kedi nanesi çayı yapabilirsiniz. Bir tatlı kaşığı kuru papatya ile bir tatlı kaşığı kuru kedi nanesini bir bardak suda demlendirdikten sonra süzüp içebilirsiniz.
Lavanta kokladım biraz gevşedim
Rahatlamak için lavanta koklayın. Lavanta yağını bir mendile damlatın. Ara ara koklayın.
Uykusuz musunuz?
İyi bir uyku için çarkıfelek ve kuru papatya çayı yapabilirsiniz.
  • Bağırsak sorunları için
İshal: İshal için muz ve keçiboynuzu yiyin. İsterseniz muzu yoğurda katıp keçiboynuzu tozu serperek de yiyebilirsiniz. Kabızlık: Sabah kalkar kalkmaz bir bardak ılık suya yarım limon suyu karıştırıp için.
  • Hazımsızlık ve gaz sancıları
Zencefil, rezene tohumu ve kuru naneden yapacağınız çay birebirdir.
  • Ballı yoğurtlu yüz kesesi
  • Bir tatlı kaşığı öğütülmüş badem
  • 2 tatlı kaşığı ince öğütülmüş yulaf
  • 1 çorba kaşığı az yağlı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı az yağlı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı bal
  • 1 damla lavanta esansiyel yağı
Malzemeleri karıştırın, cildinizi ılık su ile nemlendirdikten sonra karışımı nemli cilde uygulayın. Yüzünüzü ılık su ile durulayın, ardından tonik ve nemlendirici sürün.
  • Sivilce tedavisi
Sivilceleri sıkmayın. Onun yerine günde birkaç defa dönüşümlü olarak sıcak ve soğuk el bezleriyle kompres yapın. Bir dakika sıcak kompresin ardından bir dakika soğuk kompres yapın. Böylece kan dolaşımı hızlanarak cilt iyileşir. Son olarak yumuşak bir dokunuşla çay ağacı esansiyel yağı uygulayın.
Evinizi çiçeklerle güzelleştirin ve havasını temizleyin
Evde neden çiçek yetiştiririz? Sadece güzel görüntüleri için değil, evin havasını tazelemeleri için de. Mesela aloe vera (sarı sabır), devetabanı, kurdele çiçeği, kauçuk, duvar sarmaşığı, barış çiçeği ve schefflera gibi ev bitkileri evdeki havayı Karıncaları öldürmeyin, kovun!
Lavanta, nane, karıncaları evinizden uzak tutacaktır. Kapı önlerine veya cam önlerine bu bitkilerden ektiğiniz saksıları koyabilirsiniz.
temizliyorlar.
  • Hamamböceklerine hoşçakal deme zamanı
Hamamböcekleri okaliptüs ya da biberiye yağlarının kokusunu sevmezler. Birkaç damla yağı pamuk parçalarına damlatın ve hamam böceği gördüğünüz yerlere koyun. Etkisi devam etsin diye pamuğu birkaç günde bir tazeleyin.
  • Sinek kovar kaseler
Birkaç kasenin içine taze limon ve portakal kabuğu rendesi ve kuru karanfil taneleri doldurun. Evin uygun köşelerine koyun.
  • Zor kirler için cam temizleyicisi
250 ml beyaz sirke, dörtte bir tatlı kaşığı doğal sıvı bulaşık sabunu ile 250 ml ılık suyu bir sprey şişesinde karıştırıp çalkalayın. Sert yüzeylere püskürterek iz bırakmayan, temiz bir havluyla silin.
  • Doğal öksürük şurubu
Anason, meyan kökü ve (arzu edilirse) yabani kara kiraz ağacı kabuğunu, ağzı kapalı bir kaptaki suyun içinde 15 dakika süreyle kaynatın. Ateşten alıp kekik ilave edin. Ağzını kapayıp oda sıcaklığına gelene kadar soğumaya bırakın. Süzün ve bal ilave edin. Buzdolabında ağzı kapalı bir kavanozda üç ay muhafaza edebilirsiniz. Öksürüğü yumuşatmak için ihtiyaç duydukça bir tatlı kaşığı alın.
  • Ülsere meyan kökü
Ülser hastaları sanıldığının aksine baharat yiyebilirler. Hatta ülser vakalarında kırmızıbiber iltihaplanmayı hafifletir, kanama varsa durdurur. Meyan kökü ülsere iyi geliyor. Hatta mideyi koruyan mukus sıvısının daha fazla salgılanmasını sağlar. Çiğnenebilen (DGL) meyan kökü tabletlerinden alabilirsiniz. 3 ay süreyle kullandığınızda faydasını göreceksiniz.

Sivilce ve lekelere son

  • 2 çorba kaşığı bal
  • 1 tatlı kaşığı kozmetik kil
  • 2 damla lavanta yağı
Malzemeleri birleştirip ince bir macun haline getirin. (Gerekirse daha çok kil ilave edin.) Temiz ve nemli cilde sürün. 15 dakika sonra ılık suyla yıkayın. Cildinizdeki kahverengi lekeleri limon suyuyla ovun ve bunu sık sık yapın. Bir süre sonra lekelerin rengi açılacaktır.
  • Migren için zencefil
İlk migren belirtilerinde bir tatlı kaşığının üçte biri kadar toz zencefili, bir bardak suyla karıştırarak için. Zencefil, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisiyle migren krizinin önüne geçecektir.
YİYECEKLER HAKKINDA DOĞRU VE YANLIŞ BİLİNENLER
Acı biber bağımlılık yapıyor
Şeker boğaz ağrısına, elma uçuğa iyi gelir, yaşlandıkça kilo alındığı inanışı da gerçektir. İşte yiyeceklerle ilgili doğru ve yanlışlar listesi…
Yiyeceklerin etkileri ile ilgili olarak bilinen doğru ve yanlışları haberleştiren İngiliz The Times gazetesi, acı biberin gerçekten bağımlılık yaptığını, yaşlandıkça kilo alındığı inanışının ise gerçeği yansıtmadığını yazdı.
Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru √
Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağrıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrısını rahatlatır.
Bakırlı yiyecekler saçların ağarmasını önler: Yanlış
Bakır eksikliği saçların ağarmasını hızlandırsa da, bu minerali içeren yengeç, istiridye, ayçekirdeği, fıstık ve badem gibi yiyeceklerin yenmesiyle saç ağarması önlenemez. Saçlardaki pigment eksikliği renk kaybına yol açar.
Acı biber bağımlılık yapar: Doğru √
Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vücudun “doğal ağrı kesici” olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar. Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı biberler yemeye başlar.
Pişirmek mineralleri yok eder: Yanlış
Demir, çinko, iyot, selenyum gibi çoğu mineral, besinlerin pişirilmesiyle kaybolmaz. Yalnızca potasyum pişirme sıvısına karışır ve bu sıvı kullanılmazsa mineral yok olur.
Çekirge, ıstakozdan daha besleyici: Doğru √
İki çekirgede 28 gram protein (erkeklerin günlük ihtiyacının yarısı, kadınlarınkinin yüzde 75”i) ve 6 mg demir (günlük ihtiyacın yarısı) bulunur. Bütün bir ıstakoz ise 22 gram protein, 0.8 mg demir içerir.
Pizza abur cubur grubuna girer: Yanlış
Yarım margarita pizza ve balzamik sirkeli bir salata yiyerek yalnızca 360 kalori ve 12 gram yağ tüketmiş olursunuz. Ayrıca, bir porsiyon sebze yemiş olursunuz.
Kadınlar yağlı ve tatlı yiyecekleri sever: Doğru
Birçok araştırma, kadınların bisküvi, kek gibi yağlı ve şekerli yiyecekleri, erkeklerinse cips gibi yağlı ve tuzlu yiyecekleri tercih ettiğini gösteriyor.
Yaşlandıkça kilo almak kaçınılmazdır: Yanlış
Yaşlandıkça kas kütlemiz azalsa ve kalori yakma hızımız düşse de, düzenli egzersiz yaparak bu durumun önüne geçebiliriz. Üstelik spor salonuna gitmeden evde basit hareketlerle kilo almayı önleyebilirsiniz.
Elma uçuğu iyileştirir: Doğru √
Bir elmada 150 “süper besleyici” maddenin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tansiyon ve kolesterolü düşüren pektin maddesi bulunur. Elmanın içindeki kuersetin maddesi, uçuğa yol açan virüsleri öldürür. Kuersetin maddesi kabuğun hemen altında bulunduğu için elmayı kabuğuyla yemek en iyisidir.
Jelatin tırnakları daha güçlü hale getirir: Yanlış
Tırnaklar her uzayarak 5-7 ayda bir tamamen yenilenir ancak jelatinli besinler bu süreci hızlandırmaz. Tırnak ve saçlar, muhtemelen kan dolaşımı daha iyi olduğu için yazın kıştan daha hızlı uzar.

ŞİFA KAYNAĞI KUDRET NARI

Uzun yıllardır, eski insanların şifa için kullandıkları kudret narı, günümüzde genç nesil tarafından pek tanınmıyor.
Kudret Narı”nın faydaları şöyle biliniyor:
“Mide ülseri, bağırsak iltihabı, kabızlık ve gastrit için 40 gün süre ile tüketilmesi gerekiyor. İki şekilde tüketiliyor. Eylül ayında taze olarak çıkan kudret narı, olgunları balla karıştırılarak tüketilebiliyor.
Olgunlaşarak kavuniçi rengi alan meyve, tabakta eziliyor, bir miktar balla karıştırılıp, sabahları aç karnına 1 çorba kaşığı yeniliyor. Üzerine hiçbir şey kullanılmıyor.
En az 41 gün kullanılması tavsiye ediliyor. Taze meyve bulunmayan mevsimde ise, halis zeytinyağı içinde 6 ay bekletilen kudret narı ise her sabah bir çorba kaşığı tabağa konularak, 1 çorba kaşığı süzme balla karıştırılarak aç karna yeniliyor.
Bu şekilde de 41 gün devam edilerek kabızlık, mide hastalıkları, iştahsızlık tedavi ediliyor. Hariçten ise yanıklar, kesikler ve yaralar için kullanılıyor.
Kadınların vajina yaraları için de kullandığı zeytinyağında bekletilmiş kudret narı, açık yaralar için ise en çabuk iyileştirici olarak biliniyor.”
GEBELİKTE DÜŞÜKLERE KARŞI ÖNLEM
Arslanpençesi: Olası düşükleri önlemek amacıyla, gebeliğin üçüncü ayından sonra her gün arslanpençesi çayı içilmelidir.
Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.
Gürgen ağacı: Gürgen ağacının genç sürgünleri uzun süre kullanılarak düşüklere karşı önlem alınabilir.
Bir avuç dolusu ince kıyılmış taze sürgün yarım litre sütün içinde kısaca kaynatılır. Süzülen sütün içine bir yumurta sarısı eklenir ve herkesin kendi yöntemine uygun biçimde, bir un çorbası hazırlanır. Haftalarca ve hatta hiç çekinmeden aylar boyunca, akşam yemeklerinden önce bir tabak çorba içilir.
Kekik: Yarım tatlı kaşığı kekik, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.
Bitki karışımı: Eşit oranda ince kıyılmış arslanpençesi ve civanperçemi iyice harmanlanır. Yarım tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.
Böğürtlen yaprağı(çevirenin önerisi): Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış böğürtlen yaprağı(taze bitki daha etkilidir), orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve iki dakika demlendikten sonra süzülür. Gebelik boyunca her gün 1-2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

ISIRGAN TOHUMU YAĞININ SIRRI

Genç kalmak isteyenlerin şifa listesinde bulunması gereken bir bitki ısırgan. Tohumundan elde edilen yağın da, gençlik için üretilmiş ürünlerin içeriğinde yer alması dikkat çekiyor. Vikingler de dahi kullanılmış olan ısırgan tohumu yağı, “gençleştiren ürünler” listelerinde bulunuyor. AHA maddesini içerdiği için, cilde çok yararlı olarak adından söz ettiriyor. Aynı zamanda “Gençlik yağı” olarak da adlandırılıyor. Avrupa”da şifalı bitki dükkanlarında bu isimle satılıyor. Isırganın mucizevi gücünden, bazı ünlüler de yararlanıyor.
Örneğin, gençlik sırlarını açıklamaktan çekinmeyen sanatçı Nükhet Duru”nun mutfağından hiç eksik etmediği bitkiler arasında yer alıyor. Genç ve güzel bir cilt için, içinde ısırgan tohumu yağı bulunan kremleri ya da ürünleri kullanmanız da çok daha faydalı. Öte yandan sağlıklı yaşam için, bir tatlı kaşığı ısırgan tohumunu balla karıştırıp her gün yiyebilirsiniz. Ancak günlük alınacak ısırgan tohumu 8-10 gramı geçmemeli.
GENÇLIK YAĞI VE MUCIZESI
Kök hücrelerini onarıcı özelliği de olduğu söylenen ısırgan otunda demir, histanim, seratonin, formik asit, asetilkolin, potasyum, A ve C vitaminleri bulunuyor. Herbalium Şifalı Ürünler Merkezi”nce hazırlanan kırışıklık giderici ürünün formülünde de bulunan mucizevi “ısırgan tohumu yağı”nı Herbalist Volkan Kurt anlattı: “Sorunlu ve kırışıklık problemi olan ciltler için ürettilen üründe bir çok şifalı bitki yağı var. Hepsinin de kırışıklıkları önlemede, cilt sorunlarını gidermede farklı etkileri mevcut. Ancak, Gençlik yağı (Jugendöl) yani ısırgan otu tohumu yağı da bu karışım içinde özellikle yer alıyor. Hiçbir yan etkisi bulunmayan bu formülle, dokusal dayanıklılık korunuyor (yaşlanma geciktiriliyor), yeniden oluşumun güçlendirilmesiyle doğrudan bağışıklık sistemi ve direnci desteklenmiş oluyor” dedi.

YEŞİL CEVİZ

Kafkas insanının uzun yaşaması ve sağlıklı olmasının sırlarından yeşil doping olarak adlandırılan yeşil ceviz şimdi Türkiye”de.
Kafkas viagrası olarak da anılan yeşil cevizin özellikleri bilinenden çok daha fazla.
Bu ceviz bildiğimiz cevizin ham haline benzese de çok farklı. Kafkas bölgesinin özel doğa koşullarında yetişen nadir bir ürün yılda bir kez hasat edilen ürünlerin toplanma sezonu, Haziran ayının 5”i ila 15”i arasında kontrollü bir şekilde yapılıyor. Yüzde yüz doğal bir ürün.
YEŞİL CEVİZ CİNSEL GÜCÜ ARTIRIR !
Kafkas kökenli yazar Ayson Karabağ, yeşil cevizin bölgede yaşayan insanların konuklarını ağırlamada önemli bir görev üstlendiğini anlatıyor.
“Kafkasların uzun yaşamasının sırlarından birisi, yaşadıkları ortam ise diğeri de aldıkları gıdalar Yeşil ceviz, Kafkaslarda ev sahiplerinin konuklarına ikram ettikleri en gözde yiyeceklerden birisi.”
Cevix-y”nin basın danışmanlığı görevini üstlenen Ayson Karabağ, “Bildiğimiz cevizlerden farkı ne?” sorusuna ilgi çekici bir karşılık veriyor:
“Anzer balının öteki ballardan farkı ne kadar var ise, Kafkaslarda yetişen yeşil cevizin diğer yörelerde yetişenlerden o kadar farkı var
Kafkas cevizinin yiyenler ve yörede yaşayanlarca bildirilen özelliklerinden ve faydalarından bazıları şunlardır: “İlaç niyetine yenilir, hücre yenilenmesine faydası olur, cinsel gücü arttırır, cinsel isteksizliği giderir.
Beyin hücrelerini geliştirir, maksimum enerji sağlar, yaşlanmayı geciktirir, kolesterolü düşürür, kabızlığı giderir, astım ve bronşite iyi gelir. Kemik ve zeka gelişimine faydası vlardır. Farklı lezzetiyle yeşil ceviz özellikle vitamin deposu özelliğini taşır.” Bu özellikleri ve faydaları kullanan kişilerin tecrübe ettikleri ve faydalandıkları bilinmektedir.
NASIL KULLANILIR?
Sabah, akşam ikişer adet alınır, şerbeti ise bir bardak sıcak su veya çaya bir tatlı kaşığı alınarak içilir.
Cevix-y”nin bir ilaç olmadığını belirten firma yetkilileri beslenme destek ürünü olduğuna dikkat çekiyorlar. Buna rağmen marketler yerine eczanelerde satılma yolunu seçmişler. Cevix-y, Türkiye”de tek tip ambalaj ve gramajda piyasaya sunulmuş.

HÜCRE YENILEYICI KANTORON YAĞI

Antiseptik, kanama durdurucu, yara ve yanık iyileştirici, iltihap önleyici bu mucizevi yağ, daha bir çok şifa özelliğini bünyesinde barındırıyor. Hem haricen, hem de içilerek hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Hücre yenileyici niteliği sebebiyle, özellikle yara ve yanıklarda oldukça etkili.
Kantaron yağı hem kantaron bitkisinin, hem de zeytinyağının şifasını bünyesinde barındırıyor. Eski çağlardan beri kullanılan kantaron yağının, mikrop öldürücü ve damar büzücü etkisi modern araştırmalarla da kanıtlanmış durumdadır. Sizlere de kantaron yağını evinizde bulundurmanızı ısrarla öneriyorum. Ona en beklenmedik anda ihtiyaç duyabilirsiniz. Zaten kantaron yağını kullanıp etkisini gördüğünüzde, ondan vazgeçemeyecek, çevrenizdeki insanlara da tavsiye edeceksiniz.

KANTARON YAĞININ ŞİFA ÖZELLİKLERİ:

Kantaron yağı her türlü yaralarda başarıyla kullanılmaktadır. Açık yaralar, taze yaralanmalar, kesikler, ezikler, çarpmalar sonucu oluşan morluklar vb durumlarda iyileşme sağlar. Kantaron yağı;
  • Antiseptik özelliğiyle yarada mikrop üremesini engeller
  • İltihap önleyici özelliğiyle yarada herhangi bir iltihap oluşmasına engel olur
  • Damar büzücü etkisiyle kanamayı kısa sürede durdurur
  • Hücre yenileyici özelliğiyle yaranın çabuk kapanmasını sağlar
  • Aynı zamanda sürüldüğü sürece yaranın sebep olduğu ağrı ve sızıları yok eder, büyük bir rahatlama sağlar.
Yanıklarda ve haşlanmalarda da kantaron yağı bir numaralı yardımcınız olmalı. Yanıkları kısa sürede iyileştirdiği gibi, yanık anındaki acıyı dindirir. Yanığın mikrop kapmasını ve iltihap oluşumunu engeller. Güneş yanıklarında da kantaron yağından yararlanabilirsiniz. Yanık bölgelerinize sürdüğünüzde acınızın azaldığını hemen hissedeceksiniz. Yanıklarınız kısa sürede iyileşecektir.
Trafik kazaları sonucu meydana gelen iç yaralanma ve iç kanamalarda hem sürülerek, hem de dahilen içilerek kullanılır. Damar büzücü oluşu sebebiyle iç kanamaların durmasına yardımcı olur.
Hematomlarda (derideki mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde ilgili bölgeye sürülüp masaj yapılır
Pürüzsüz bir cilde sahip olabilmek için, cilt bakım yağı olarak yararlanabilirsiniz
Bebeklerin karın ağrılarında kantaron yağı kullanıldığında ağlamaları sona erer. Ağlayan bebeğin karnına kantaron yağıyla, sağ avuç içi kullanılarak hafif hareketlerle masaj yapılır. Masaj yaparken bebeğinize sevginizi hissettirmeyi de sakın unutmayın.
Sırt ağrıları, lumbago, siyatik ve romatizmada masaj yağı olarak kullanılmaktadır. Yalnız bu rahatsızlıklarda 1/10 oranında ardıç veya kekik yağı (yada her ikisi de) eklenerek kullanılır. Ağrıyan bölgeye bu yağla masaj yapılır. Kısa sürede ağrılarınızın hafiflediğini göreceksiniz. Değişik bitki kürlerinin yanı sıra, bu masajla hastalığınızı tamamen tedavi etme şansına sahipsiniz
Dahilen kullanımda kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olur.
Yine dahilen iç ve dış varislerin tedavisinde etkilidir. Bunu damar büzücü özelliğiyle yapar
Mide ağrılarında ve mide ülserinin tedavisinde de dahilen kullanılır.
Uyarı: dahilen kullanımlarda günde bir tatlı kaşığından fazla içilmesi uygun değildir

GÜLSUYU VE GÜLYAĞININ FAYDALARI

Osmanlı ve İslam dünyasında önemli yeri olan gülü tıp dünyası yeni keşfetti.
İşte gülün mucizevi faydaları;
Gül binbir derde devaTıp dünyası gül mucizesini yeni keşfetti. Oysa Osmanlı ve islam dünyasında gülün sağlık alanındaki kullanımı çok yaygındı.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, gül yağı, gül suyu, gül şerbeti, gül reçelinin, binlerce yıl çeşitli hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanıldığını aktardı.5 yıldır bu alanda araştırma yapan Altıntaş, gülün faydalarını sıraladı.
Gül suyu;Ciltteki yaralanmalarda ve cilt hastalıklarının iyileştirilmesinde büyük etkiye sahip.-Serinletici ve ateş düşürücü özelliği bulunmakta.-Kırışıklıklara karşı ve yaşlanma etkilerini geciktirici özelliği var.
Gül yağı:Çağımızın hastalığı strese karşı iyi geliyor.-Osmanlılar”da gül yağı psikolojik tedavilerde kullanılmış.-Gül yağı ile baş ovulduğunda baş ağrılarına iyi geldiği gözlenmiş.Gül reçeli, şurubu ve şerbeti ise mide için bire bir. Hazımsızlıkta, karaciğer hastalıklarında gül reçelinin tedavi etkisi büyük.Osmanlı ve İslam dünyasında önemli yeri olan gülü tıp dünyası yeni keşfetti.

DOĞAL YOLLARDAN GÖĞÜS BÜYÜLTME

Bir tencereye yarım litre su koyup içine250 gr. kadar çemen otu filizi atın. Üzerine birer ya da ikişer çimdik anason, fesleğen, frenk kimyonu, dereotu, rezene, meyan kökü tozu, mercanköşk ve limon otu ekleyin. Hepsini karıştırıp kaynatın ve altını kapattıktan sonra soğumaya bırakın. Karışımın suyundan her gün 1-2 bardak için. Lezzet vermesi için limon suyu ve bal da ilave edebilirsiniz.
PORTAKAL YAĞI,
Cildi sıkılaştırma özelliği vardır,ayrıca göğüslerinize masajla uygulayın MERSİN YAĞI,adele kuvvetlendiricidir,masajla uygulanabilir
ÇÖREK OTU YAĞI veREZENE YAĞI,anne sütünü arttırıcı özellik taşır,göğüsteki hormon gelişimi için,1 fincana 5 damla dökerek için.

BİTKİLERLE GELEN GÜZELLİK

Güzelleşmek için pratik küçük çözümler mevcut. Önemli olan bunları doğru zamanda, doğru şekilde uygulamak.
İşte güzelliğinize güzellik katacak küçük ama önemli ipuçları…
AKNELER İÇİN
Evde biraz sütle mayaladığınız doğal yoğurdu aknelerinizin üzerine sürün. Birkaç dakika bekledikten sonra bir parça pamukla silin. Ertesi gün akneden eser kalmadığını göreceksiniz.
TONİĞİNİZİ KENDİNİZ YAPIN
Kendi toniğinizi kendiniz yapın. Bir çay bardağı içme suyunun içine iki damla mentol ya da lavanta esansı damlattıktan sonra buzdolabında soğutun. Bir parça pamukla yüzünüze uygulayın. Gözle görülür bir canlanma hissedeceksiniz.
SAÇLARINIZ İÇİN MUZ
Kuru saçları nemlendirmek ve canlandırmak için olgun bir muzu iyice ezin. Bir ay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınıza friksiyon yaparak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın. Sonuca inanamayacaksınız.
SAÇI YAĞLI OLANLARA BİR TAVSİYE
Aloe vera içeren bir parça saç jölesiyle aynı miktarda şampuanı karıştırın. Karışıma bir çorba kaşığı limon suyu katıp saçınıza uygulayın. En az iki haftada bir bu maskeyi yapın; saçınızın yağ oranı normale dönecek.
CİLDİNİZ VE TIRNAKLARINIZ İÇİN
İçebildiğiniz kadar su için. Cilt bakımı ve sağlıklı saç ve tırnaklar için su içmek şart. Günde en az sekiz bardak su vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlıyor. Su aynı zamanda diyet listelerinin de vazgeçilmez ögesi.
SAĞLIKLI VE GÜZEL DİŞLER İÇİN
Sağlıklı ve güzel dişlere sahip olabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey, bir miktar sodayla hidrojen-peroksidi karıştırıp haftada bir kez bu karışımla dişlerinizi fırçalamak. Diş ve dişetlerindeki bakteri ve plaklara yaşam şansı tanımayacaksınız böylece.
SELÜLİT İÇİN KAFEİN
Selülitle başınız dertteyse, selülitli bölgeye limon ya da greyfurt yağıyla masaj yapın veya yaptırın. Ancak ondan daha ilginç bir önerimiz daha var size. Piyasadaki selülit kremlerinin hepsinin içeriğinde kafein olduğunu biliyor muydunuz? Duş yaptığınız sırada, bir fincan ılık, kafeinli granül kahveyle selülitli bölgeye sıkı bir masaj yapın. Farkı hemen farkedeceksiniz.
GÜR VE UZUN KİRPİKLER İÇİN
Kirpiklerinizi Uzatmanız İçin:
1 bardak suyu kaynatın.1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı(1 yemek kaşığından biraz az) ekleyip karıştırın.Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine yerleştirip krem kıvamına gelene kadar ısıtın.Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize sürün.Sürme işlemini kirpik kökünden uca doğru uygulayın.
Kirpiklerinizi Gürleştirmek İçin:
Eşit ölçüde hint yağı ve badem yağını bir şişede karıştırıp 15 gün boyunca akşamları yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize dipten uca doğru sürün.
EL VE AYAK BAKIMI
Tıpkı cildimiz gibi ellerimiz ve ayaklarımız da bu soğuk kış günlerinde özel bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Soğuk hava ve rüzgara karşı alacağınız önlemlerle, el ve ayaklarınızın bakımlı görünmelerini sağlayabilirsiniz.
Eller
Kışın elleriniz ve ayaklarınız rüzgara, soğuğa ve hatta güneşe maruz kalır. Ellerinizi kışın etkilerinden korumak için:
  • Ellerinizi sürekli olarak uygun nemlendiriciler ile nemlendirin.
  • Dışarıda iken daima eldivenlerinizi giyin.
  • Güneş koruma faktörü içeren el kremleri kullanın.
  • Eğer parmak veya ellerinizde çatlaklar varsa, bu bölgelere hidrokortizon uygulayın.
  • Ev işlerinde lastik eldiven giyerek, ellerinizin su ve deterjan ile temasını minimize edin.
Tırnaklar
Cilt gibi tırnaklar da soğuktan ve kaloriferlerin sebep olduğu nem kaybından dolayı kurur. Tırnaklar nemsizlikten daha kırılgan hale gelir.
Tırnaklarınızı korumak için:
  • Tırnaklarınız, nemini etrafındaki tırnak etinden alır, tırnak etlerinizi nemlendirin.
  • Tırnak etlerinizi mümkün olduğu kadar kendi haline bırakın; itin ama kesmeyin.
  • Kurumuş tırnak etleriniz ve şeytan tırnaklarınız kışın artar ve yünlü giysilerinize takılırlar.  Haftalık düzenli manikür bu sorunu ortadan kaldırır.
  • Protein ve kalsiyum açısından zenginleştirilmiş tırnak kuvvetlendiriciler kullanın. Bu tip ürünler, nemlendiriciler ile güçlendirilmiştir ve tırnak üzerinde bir koruyucu katman oluşturur.
  • Kışın meyve ve sebze tüketimi azalır, daha çok nişasta içeren besinler alınır. Bu da vitamin eksikliğine ve dolayısıyla tırnaklarınızın kalitesinin düşmesine neden olur. Kışın dengeli beslenmeye dikkat edin.
  • Sıcak çay ve kahve çekici olsa da bol su içmeyi unutmayın.
Ayaklar
Kış aylarında açıkta olmasalar da ayaklarınız gerektiğinden daha fazla bakım ve özen ister. Kapalı ayakkabılar içinde olduklarından, sürekli çorap giyildiğinden daha çok terlerler ki bu da koku problemini ve mantar enfeksiyonu riskini artırır. Çatlayan topuklar da cabasıdır.
Ayaklarınızı korumak için:
  • Sıcak su yerine ılık su ile banyo ya da duş yapın.
  • Ayaklarınızı günde iki kere uygun kremler ile nemlendirin.
  • Ayak tırnaklarınızı, parmak aralarınızı mantar riskine karşı çok fazla nemlendirmekten kaçının.
  • Ayağınızdaki ölü derileri haftada bir kez ponzalayarak uzaklaştırın.
  • Topuk çatlaklarına, yoğun nemlendiriciler, antibiyotik kremler ve ayaklarınızı nemli tutan özel gece çorapları ile bakım yapın.
  • Mantar riskiniz varsa çoraplarınızı ve ayakkabılarınızı giymeden önce ayak pudrası kullanın.
SAMAN NEZLESİNE BİTKİSEL ÇÖZÜM
Saman nezlesi bir alerjidir. Nedeni ise, mukozaların çiçek ve çimen polenleriyle ilişkisidir. İlkbahar ve yaz aylarında polenler rüzgarlara kapılarak geniş alanlara yayılırlar. Saman nezlesine yatkın kişinin polenlerle temasının hemen ardından, burun, göz, damak ve yutak mukozaları şişmeye başlar. Şiddetli hapşırıklar eşliğinde burun suya benzer bir akıntı salgılamaya başlar. Bazen astım krizleri, deri tepkileri ve yüksek ateş de görülebilir.
Isırganotu: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu yaprağı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 3-4 bardak taze demlenmiş ısırganotu çayı soğutulmadan yudumlanır.
İsveç Şurubu: Isırganotu çayına günde 3 çay kaşığı İsveç Şurubu eklenerek, öğünlerden önce ve sonra içilir.
HERBALİST LEYLA ÇABUKTAN ÖNERİLER
Birçok hastalığı bitkilerle tedavi etmek mümkün.Kellik,sedef,ve güneş lekeleri bunlardan birkaçı…
Yüzünü doğaya dönen herkes mutlu ve uzun yaşar.Bu sözler kendini doğaya ve altarnatif tıbba adayan Hülya Leyla Çabuğa ait..Leyla çabuk herkesin yemeğe kullandığı sebze ve meyveleri güzellik maskesi ve deri hastalıklarının tedavisinde kullanıyor.İstanbul Şaşkınbakkalda”ki tedavi merkezinde bitkilerin şifalı güçlerinden faydalanarak sedef kellik ve güneş lekesi gibi hastalıklara çözüm üretiyor.Hemen hemen tüm sağlık sorunlarının çözümünün doğada olduğunu savunan çabuk sorunlu olan bölgeyi ve kişiyi görmeden yorumda bulunmuyor.İnsanların sorunlarını çözmekten büyük zevk aldığınıda belirtmeden geçemiyor.
LEYLA ÇABUKTAN ÖZEL REÇETELER
SEDEF HASTALIĞI:Öncelikle dağlama tedavisi yapılıyor.Katırtırnağı ve bitkisinin kökü ve ayrıkotu üzümler budandığında çıkan suda bekletiliyor.Bu su sağlam yeri değil.Bozuk yeri yakıyor.Sonra ana tedaviye geçiliyor.Kaldirik kökü.böğürtlen kökü,tütün kökü ve sakarca kökü kaynatılıyor.Kaynayan su bir kenarda bekletiliyor.Topraktan yapılan lapayla karıştırılıp sorunlu bölgeye sürülüyor ve 3 saat bekletiliyor.
KELLİĞE KARŞI:
Aynı yöntem uygulanıyor.Dağlama bitkisi suyu sorunlu bölgeye uygulanıyor.Bu üstteki deriyi dağlıyor.Alttaki deri kendine geliyor.Hücreler yenileniyor.
GÜNEŞ LEKELERİ:
Karalahana ve pırasa çiçeğinin tohumları karanlık bir yerde ve kavanozda bekletiliyor.Daha sonra özleri alınıyor.Özleri kurutulup yoğurtla karıştırılıyor.Bu karışım cilde doing etkisi yapıyor.
DOĞAL ALLIK:
Yabani böğürtlenden elde edilen su yüze sürülüyor.Bu losyon yüzde pembelik sağlıyor.
MASKELER:
Bakla nohut ve fasülye gibi bitkilerin kabuğu alınıp içi eziliyor.Yoğurtla karıştırılıp yüze sürülüyor.
TÜYLER İÇİN:
Karadeniz”de yetişen tane bitkisi kandavuz ve zambak”ın kökleri kurutulduktan sonra değirmende çekiliyor.Yaprakları kaynatılıyor.Aknıdırık bitkisi ile tüyler temizleniyor.Sonra üzerine bitki karışımı konuyor.Üç günde kıl kökleri kurutuluyor
AĞRILARA VİŞNE TADINDA ÇÖZÜMLER
Kas ağrılarını hafifletmek için kullandığınız yöntemler arasında ağrı kesici haplar ve kremler en büyük yeri tutuyor değil mi?Peki; vişne suyunu denemeye ne denersiniz?
Doğru duydunuz. Yapılan bir araştırmada düzenli olarak tüketilen vişne suyunun, ağırlık çalışmaları sırasında meydana gelen kas ağrılarının azalmasına yardımcı olduğuortaya kondu. Vişneler içeriğindeki fenol ve antosiyanin sayesinde, ağrıları hafifletiyor
Michigan Eyalet Üniversitesi”nde yapılan çalışma sonrası Dr. Nair vişnede bulunan ve ””antosiyanin”” olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların kas ağrılarını hafifletebileceğini belirtti.
Elbette kullanacağınız ağrı kesici krem ve merhemlerin etkisini yadsımıyoruz, fakat neden daha tatlı kokan bir çözüme hayır diyelim ki!
Ağırlık çalışmaları uzun vadede kas yapımına yardımcı olur fakat kısa vadede geçici kas zedelenmeleri yaratır; özellikle de egzersiz sırasında aşırıya kaçarsanız.
Vücudunuz bu hasar olduktan sonra, ağrı kesici bileşenlerini hemen olay yerine yollayarak olaya müdahale eder. Fakat ertesi gün merdiven çıkarken bu hasarın sonucunu daha iyi görebilirsiniz…
Vişne suyuna evet diyin! Bir şişe vişne suyu yaklaşık olarak 100-120 vişnenin antosiyanin içeriğine sahiptir. Bunun yarısı ise size tamamen yetebilir.
Hem yumuşak tadı, hem de ağrı karşıtı özelliğiyle tatlı bir alternatif değil mi.
SAÇLARINIZIN HIZLI UZAMASINI İSTERMİSİNİZ?
Saç köklerimiz saç tellerine hayat veren organlarımızdır. Saç köklerimiz normal koşullarda saç tellerine yeni kısımlar ekliyerek saçları uzatırlar. Günümüzde saç yapımını hızlandıracak bir çözüm henüz bilinmemektedir. Bazı ilaçların kullanımı, beslenme bozuklukları stress gibi faktörlere bağlı olarak saç uzamasında yavaşlama olasıdır. Saç köklerinin beslenmesini bozan durumlarda da saç uzaması yavaşlar.
Sigara yine damaraları büzücü etkisi ile kan dolaşımını bozan ve besinlerin, oksijenin hücrelere ulaşımını engelleyen bir faktördür.
Dikkat edilecek olursa saç uzamasını olumsuz yönde etkileyen faktörler yaşantımızda sık karşılaştığımız faktörler. Saçlarının hızlı uzamasını isteyen kişileride etkileyen faktörlerdir. Saç yapımı ile ilgili olarak bazı vitaminlerin önemli olduğu günümüzde biliniyor. Ancak bu vitamin ve mineraller günlük beslenmemiz yolu ile zaten alınan vitaminlerdir.
Zaman zaman takviye olarak bu tip vitaminlerden almak eksiklik varsa düzeltir. Saçların uzamasını hızlandırmak için yapılacak en iyi şey saçların uzamasını azaltan faktörler ile savaşmaktır.
Sağlıklı beslenme, özellikle sebze ve meyvaların ağırlıklı olduğu beslenme tarzları, bol su içmek, düzenli ve yeterli uyku çok önemlidir. Stress yine salgılattığı adrenalin gibi hormonlar yolu ile damarlarda daralmaya yol açar ve saç köklerinde beslenmeyi bozar. Stresi düşürecek önlemlerde saç uzması açısından önemlidir.
Sigara içerdiği nikotin ve karbon mono oksit gazı ile olumsuz etkileri olan bir faktördür. Nikotin damarları daraltırken, karbon mono oksit gazı kanda oksijen taşınmasını bozarak hücre beslenmesini bozarlar. Yeterli besin ve oksijen alamayan saç köklerinin normal üretimlerini yapması zordur. Saç derisine uygulanacak sıcak havlular, hafif masajlar bu bölgede dolaşımı arttıtacak ve saç köklerinin normal beslenmesini sağlayacaktır.
NÜKHET DURU”NUN SIRRI ÇÖZÜLDÜ
Nükhet Duru sonunda sırrını açıkladı! Bol bol sebze ve meyve yemesi, spor yapması, vücuduna kaya tuzu sürmesi, kahverengi şekerle yüzünü ovması, sabahları limonlu ballı su hüpletmesi bir yana, Nükhet Duru”nun esas sırrı başkaymış meğer. Kadınları kıskançlıktan çat çat çatlatan cilt güzelliğini, kırışmamasını özel bir kreme borçluymuş.
OHT peptide-3. Nükhet duruya göre”Anti-aging yaşlandıktan sonra değil, 20 li yaşlarda başlamalı” Nükhet Duru bu kremi yıllar önce Amerika”da keşfetmiş de söylememiş. Çünkü hanımlar ne kullandığını sorunca “Türkiye”de yok” cevabını vermek istemezmiş. Sonra ısrar kıyamet, kremi kadınlara hizmet amacıyla yurdumuza getirtmiş. Neyse kadına, erkeğe, gence, yaşlıya duyurulur. Sosyete duruma çoktan hakim olmuş bile. Şimdilerde anti-aging hadisesinde bu konuşuluyor ve sadece eczanelerde satılıyor. Çalı şeklinde bodur bir ağaçlardan olan gilaboru, kırmızı salkım şeklinde yuvarlak meyvelidir.
Bu meyveler sonbaharda toplanır. İlk toplandığında acı bir tadı vardır. Su içinde salamura yapılır.
Önceleri sert halde olan meyveler Ekim yada Kasım ayı gibi yumuşamaya başlar. Meyveler, salamura yapıldığında acılığını kaybeder.
Bu haliyle içilebilir hale gelir. Meyveler salamura küplerinden günlük içilecek miktar çıkarılır, sıkılır, su ilave ve tercihe göre bal ilave edilerek içilir, sıkılan meyvenin aynı gün tüketilmesi gerekmektedir”
Uzmanlar, Gilaboru suyunun, safra kesesi ve bazı karaciğer hastalıklarına iyi geldiğini, bazı kanser tümörlerini azaltmadaki olumlu etkileriyle ilgili olarak halen Amerika”da, Harward Medicine School”da yapılan ve The New England Journal of Medicine”da yayınlanan çalışmada :
günde 250 gram gilaboru suyu tüketiminin sağlık üzerine olumlu etkilerinin olduğu, Üriner enfeksiyonlar ile kanser tümörlerindeki azalmaların gilaboru da bulunan antioksidan maddelerle olan bağını takip ettiklerini belirtiyorlar.
ISLAK LİPOSUCTİON NEDİR ? YAĞ ALINDIKTAN SONRA SPORA DEVAM
Liposuction bir zayıflama yöntemi değil. Sadece diyetisyen gözetiminde zayıflama diyeti yapan, beslenmesine dikkat edip sporu yaşam şekli haline getirdiği halde fazla yağlarından şikayet edenlerde kullanılacak bir yöntem. Bacak içleri, basen, karın, kol içlerinde biriken ve vücudun profilini bozan yağların alınmasında liposuction etkili oluyor. Ama her bölgeye özel, farklı çaplardaki kanüller (ince uzun boru) var. Prof. Dr. Atilla Arıncı, liposuction uygulanan her bölgeye özel bakımlar yapılmasını, karında uygulanıyorsa belli bir süre korse giyilmesini öneriyor. Yöntem 18 yaşın altındakilere pek sık uygulanmıyor. Daha çok 30-40’lı yaşlardaki kadınlardan talep geliyor.
KÖTÜ YAPILIRSA MORLUK VE ÇÖKÜNTÜ OLUŞUYOR
Uzman ellerde uygulandığında, dokuda çöküntülerin oluşmadığını belirten Prof. Dr. Arıncı, “Kötü yapılırsa deride çöküntü oluşabilir. Liposuction yapılan ortamın şartları, yapanların deneyimi de önemli. Ameliyat sonrasında morluk, kanama olabilir, bunlar zamanla ortadan kalkar” dedi. Bu yöntemle yağ aldıranlar, işlemden bir ay sonra denize girebiliyor. Yağ alınmış yerlerde yeniden yağ fazlalıklarının oluşma riski az. Ancak, bu defa da yağ alınmayan yerlerde fazlalıklar oluşabileceğinden kontur bozukluklarından kaçınmak için, beslenmeye özen göstermek ve spora devam etmek gerekiyor.
GÖMLEK GİBİ İNEN KARIN GERİLİYOR
Yurtdışında ‘tummy tuck’ olarak adlandırılan karın germe ameliyatları, özellikle de hamilelikten sonra vücutlarını beğenmeyen kadınlar için ideal. Hamilelik sonrası dönemde karın bölgesindeki deride çatlak, sarkma, yağlanma oluyor. Zorlanmayla birlikte karın kasların arası açılarak karın fıtıkları oluşuyor. Karın adeta bir gömlek gibi aşağıya doğru sarkıyor. Karındaki sarkık olan deri, göbeğin altında kalan bölgede kalan tüm çatlaklar ve yağların hepsi, iç çamaşırı veya bikini altında kalacak bir yara iziyle ortadan kaldırılıyor.
Bu iz zamanla azalıyor, ince bir ip şeklini alıyor. Kişilerin yara iyileşmesi iyiyse erken dönemde iyi sonuç alınıyor. Bazı kişilerde yara iyileşmesine bağlı olarak izlerin geçmesi zaman alıyor. Ameliyattan sonraki iki aylık dönemde ağır sporlardan, efor gerektiren işlerden uzak durmak gerekiyor. Kilonun korunması amacıyla beslenme programı uygulanması, düzenli egzersiz yapılması önem taşıyor.
GENÇLER BÜYÜTÜYOR, ORTA YAŞLILAR KÜÇÜLTÜYOR
Meme ameliyatları kadınların en çok rağbet gösterdikleri ameliyatlar arasında gösteriliyor. Prof. Dr. Atilla Arıncı, genç kızların daha çok meme büyütme ameliyatlarına, 30-40 yaş grubundaki doğum yapmış kadınların ise meme küçültme ameliyatlarına yöneldiklerini belirtiyor. Meme büyütmede, son yıllarda silikon jel protezler tercih ediliyor. Meme altından girilerek operasyonun izi en aza indiriliyor.
Meme büyütmede kullanılan protezlerde de yenilikler var. Sertleşmeyi azaltan, doğal yapıda, olası bir kaza sırasında hasar görmeyen ve sızdırma yapmayan protezler kullanılıyor. İdeal ölçü omuzların genişliği, kişinin vücut yapısı ve isteğine göre belirleniyor. Meme küçültmeden sonra meme ucunda geçici bir his kaybı olabiliyor, ama bir süre sonra bu durum kendiliğinden düzeliyor. Süt kanallarıyla ilgili uygun teknik kullanılırsa emzirmede herhangi bir sorun yaşanmıyor.
ÇİKOLATA MASKESİ
Kozmetik dünyasının son çılgınlıklarından birisi de, çikolata kremleri ile maskeleri! Son zamanlara kadar aknelerden sorumlu tuttuğumuz, bizi şişmanlattığı için suçladığımız ve bir zaaf olarak gördüğümüz çikolatanın, gün gelip de kozmetik ürünlerin içine gireceğini kim hayal edebilirdi? Doğrusu kakao taneleri, Avrupa ile tanıştığı 16. yy”dan bu yana bazen göklere çıkarıldı, bazen de yerden yere vuruldu. Ama giderek itibarı artmaya devam ediyor. Özellikle bitter çikolatalar, artık güçlü antioksidanlar olarak aklandılar. Hatta yeşil çay ve şarapla birlikte anılmaya başladılar.
Çikolata şarap gibidir
İyi bir çikolata, nadide bir şaraba benzer. Yapılış süreci, koku ve renginin önemi, tadım töreni, tanımlanışı şarabı çok andırır. Saf bir siyah çikolatada bol miktarda polifenoller, magnezyum, potasyum, fosfor ve E vitamini bulunur. Bazı araştırmalar, kakaodaki antioksidanların, kırmızı şarap ve yeşil çayla mukayese edilebilecek kadar güçlü olduğunu belirtiyor. Kleopatra”dan bu yana şarabın cilde ne kadar yararlı olduğu biliniyor. Ardından yeşil çay kozmetikleri yayıldı veşimdi de sıra çikolata kremlerinde! Kakao yağı gerçekten iyi bir nemlendiricidir.
Ciltteki en belirgin etkisi onu yumuşatması, ince kırışıklıkları düzeltmesidir. Kakaodaki zengin antioksidanların cilt proteinlerini beslediği de sanılıyor, ancak bu özelliği kesin değil. Çünkü bazı doktorlar kakao moleküllerinin, cildin alt tabakasına geçemeyecek kadar büyük olduğunu söylüyor ve etkisinden kuşku duyuyorlar. Ama kakaonun cildi yumuşattığı kesin.
İşe yarıyor
Kozmetik dünyası bütün bunları tartışmaya ve araştırmaya devam ede dursun, biz çikolatayı cildimize sürmeyi deneyebiliriz. En azından cildimizi yumuşatır ve ruhumuzu okşar. Çikolata maskesi, özellikle olgun ciltlerde harikalar yaratır. O güzel kokusunun aromaterapi etkisi de yanımıza kar kalır.
  • Yarım bardak kakao
  • Bir çorba kaşığı süt kreması
  • Bir tatlı kaşığı bal Bunlar temel malzemelerdir. İsterseniz içine yulaf unu, ezilmiş badem ve 1-2 damla da sızma zeytinyağı veya badem yağı ilave edebilirsiniz.
  • Diğer bir seçenek de bitter çikolatayı biraz zeytin yağı ile birlikte buharda eritip sürmektir. Malzemeyi güzelce karıştırıp, sürülebilir bir kıvam elde edince; yüzünüze, boynunuza, dekoltenize, hatta isterseniz tüm vücudunuza uygulayın. On beş dakika bekleyin, sonra da ılık su ile yıkayın. Cildinizin kadifemsi bir yumuşaklık kazanacağına emin olabilirsiniz.

10 GÜZELLİK MASALI

En ünlü 10 güzellik masalı
Doğru bildiğiniz ama aslında yanlış olan güzellik sırlarını okuduğunuzda siz de şaşıracaksınız. İşte 10 güzellik yalanı.
”Saçları günde 100 kez taramak, onları daha sağlıklı ve parlak yapar”: Yanlış Saçlarınız, düzenli tarandıklarında daha sağlıklı olacaklar diye bir kural yok. Üstelik, düşük kaliteli fırçalar saç uçlarının kırılmasına yol açabiliyor .
Öneri: Saçlarınızı taradıktan sonra parmak uçlarınızla saç derinize masaj yaparsanız, bu şekilde kan dolaşımınız hızlanacak ve saç kökleriniz daha çok beslenecektir.
”Karbonat, dişleri beyazlatır”: Doğru
Karbonat, bize ışıltılı dişler sağlar. Bunun için, diş fırçasına biraz karbonat döküp dişlerinizi 2-3 dakika fırçalayın, sonra ağzınızı suyla iyice çalkalayın.
Öneri: Dişleri karbonatla sık sık fırçalamak, dişin en üst tabakası olan minesini incelteceğinden, bu işlemi haftada bir kez yapmak yeterlidir.
”Çay, gözdeki şişkinlikleri hemen indirir”: Doğru
Yorgun gözlerinize uygulayacağınız rahatlatıcı bir çay kompresi, kendinizi harika hissetmenizi sağlar. Çünkü, çayın dinlendirici ve şişkinlik giderici etkisi var.
Öneri: İki tane çay poşetinin üzerine sıcak su dökün ve biraz demlenmesini bekleyin. Soğuduktan sonra, gözlerinizin üstüne koyup beş dakika bekleyin.
”Limon suyu saçın rengini açar”: Doğru
Doğal kumral olan saçlarınızın rengini, limon ve güneş ışınlarıyla daha da sarartabilirsiniz. Limon suyunu, üçte bir oranında normal suyla seyreltip saçınıza sürün ve güneş altında bir saat bekleyin.
Öneri: Bu işlem sadece doğal sarışınlarda ve kumrallarda işe yarar. Öte yandan, bu işlemi çok sık yapmamalısınız. Çünkü, limonun içeriğindeki asit, saçınızın tel tel olmasına ve mat görünmesine yol açabilir.
”Vücudumuzdaki tüylerin jiletle alınması, onların daha gür çıkmalarına neden olur”: Yanlış
Tıraş edilmiş tüyler, kimi zaman ele daha gürmüş gibi gelir. Ama bunun nedeni, jiletle kesilmiş tüylerin uçlarının, jiletle kesilmemiş tüylerdeki gibi sivri değil de küt olmasıdır. Tüyler bir süre uzadıktan sonra, bu sertlik de ortadan kalkar.
Öneri: Tüylerinizi jiletle aldıktan sonra, o bölgeye nemlendirici bir krem sürerseniz, cildinizin kurumasını ve kaşınmasını önlemiş olursunuz.
”Diş macunu, uçuk ve sivilcelere iyi gelir”: Yanlış
Diş macununun sivilceyi iyileştirdiği söylenir. Ama, macunun kurutucu özelliği olmasına rağmen, içerdiği ”flor” cildi tahriş edebilir
Öneri: Uçuklar ve sivilceler için, bu konuda özel olarak geliştirilmiş ürünleri tercih etmelisiniz.
”Havuç yemek, cildi güneş yanığına karşı korur”: Yanlış
Havuç yiyerek güneşin zararlı ışınlarından korunmamız mümkün değil. Güneşten zarar görmemek için, güneş ışınlarından ölçülü yararlanmalı ve yüksek koruma faktörlü güneş yağları kullanmalıyız.
Öneri: Havuç tek başına yeterli olmasa da, güneş kremiyle birlikte kullanıldığında harikalar yaratır. Çünkü, havuçtaki ”beta-karoten”, bronzlaşmayı hızlandırır.
”Dudak bakım kremleri bağımlılık yapar”: Yanlış
Dudak bakım kremlerine karşı bir bağımlılık gelişmez. Dudakların hassas derisinin kendi başına yağ üretme yeteneği yoktur. Dolayısıyla, düzenli olarak dudak bakım kremi kullanmanızda hiçbir sakınca yok.
Öneri: Güneşli havalarda, koruma faktörlü dudak bakım kremlerinden birini tercih edin ki, dudağınız zararlı ışınlara karşı da korunsun.
”Limon suyu, çilleri ortadan kaldırır”: Yanlış
Limon suyu zaten ince olan cildi tahriş edebilir. Yüzünüzde çilleriniz varsa, yüksek koruma faktörüne sahip güneş kremleri kullanabilirsiniz.
Öneri: Limon suyunu, diz ve dirseklerinizdeki sertleşmiş bölgeleri yumuşatmak için kullanabilirsiniz. ”
Selülite karşı kahve için”: Doğru √
Kahve, iki tarafı keskin bir bıçağa benzer: fazla içtiğiniz takdirde, cildinizin portakal kabuğu görünümü artabilir. Öte yandan, selülit önleyici kremlerin pek çoğunda bulunan kafein, zehirli maddeleri vücudumuzun problemli alanlarından atar ve bu can sıkıcı görünümden de kurtulmamızı sağlar.
Öneri: Kahve keyfiniz, günde iki fincanı aşmamalı. Uzmanlar, fazlasının selülite neden olabileceğini söylüyorlar.

SUNA DUMANKAYADAN EVDE DOĞAL BAKIM

Bitki bilimi ve güzellik uzmanı suna dumankaya güzellik sırlarını ”Meslek Sırlarım” adını verdiği kitabında bir araya getirdi. Cilt, vücut ve saç bakımı ile ilgili olarak sayısız reçete sunan Dumankaya”nın önerdiği tüm formüller doğal ve halis ev yapımı. Türkiye”nin ilk lokman hekimlerinden olan Fatma Öktem”in torunu olan Dumankaya, sağlık ve güzellikle ilgili bitkisel ürünlerden oluşan bulgu ve sırlarını anneannesinden emanet aldığını söylüyor. Dumankaya, 110 yaşına kadar yaşayan anneannesinin doğal ürünlerle yapılan güzellik ve sağlıkla ilgili tüm bilgileri içeren Farsça, Arapça, Latince açıklamalı bir kitap yazdığını belirtiyor.
”Meslek Sırlarım” adlı kitapta, herkesin evinin bir köşesinde mutlaka bulunan, hem kolay, hem de bütçeyi sarsmayacağı için herkesin yapabileceği güzellik, saç bakımı ve cilt bakımı ile ilgili öneri ve bilgileri bulmak mümkün. Dumankaya, kişinin kendisine bakım uygulamasının mutlaka güzellik merkezleri ve yüksek alım gücü gerektirmediğini, doğal ürün ve doğru karışımlarla bunu sağlamanın mümkün olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Güzel olmayan kadın yoktur. Bakımlı olduktan ve biraz da bu konunun inceliklerini bildikten sonra bütün kadınlar güzeldir.
Ayrıca bu sırlar ve bilgiler, cildine ve kendine özen gösteren erkekler için de geçerlidir”. Tüm dünyada gerek sağlık, gerekse güzellik konusunda doğal ürünlere bir dönüşün yaşandığını söyleyen Dumankaya, “Birçok kozmetiğin de hammaddesi doğadan karşılanıyor. Bu kitapta paylaştığım reçeteler, oldukça ekonomik şartlarda yapılabilecek, denenmiş, istikrarlı olarak kullanıldığında sonuca götürebilecek niteliktedir” diye konuşuyor.

Yüz bakımınız için basit reçeteler

TEMİZLEME SÜTÜ
Yüzdeki gözeneklere dolan kirleri ve makyajı temizlenin en kolay ve ucuz yolu, evde doğal malzemelerden hazırlayacağımız karışımlardır. Temizleme sütünü parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.
Malzeme: 1 salatalık, 1 su bardağı süt Uygulama: Salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün. Her gün, sabah ve akşam bu karışımla cildinizi silin.
TEMİZLEME TONİĞİ
Tonik, ciltte kalmış kir, yağ ve temizleyici kalıntılarını temizler ve cildi tazeler. Temizleyicinin ardından sürülür. Aşağıdaki tariflerle hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden, tamponlayarak cildinize uygulayın. Toniklemeden sonra yüzünüze maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonraki aşama nemlendirme olacak.
a-) KARMA CİLTLER İÇİN
Malzeme:
Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu
NEMLENDİRİCİ
Nemlendirme, çevrenin yol açtığı buharlaşma etkilerinin önlenmesine yardımcı olur. Nemlendirici cildi düzgünleştirir, dolgunlaştırır, gözenekleri kapatarak makyaj için iyi bir zemin hazırlar.
Uygulama: Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atın, 15-20 dakika demlendirip süzün. Saf alkol ekleyin. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında saklayın)
b – ) HASSAS CİLTLER İÇİN
Malzeme:
Biberiye, gül suyu Uygulama: Bir çorba kaşığı biberiyeyi, 300 ml. gül suyuna karıştırarak karanlık bir yerde saklayın. Bununla her akşam cildinizi temizleyin.
c -) KIRIŞIKLIKLAR İÇİN
Malzeme:
Yarım litre ılık su, 1 tatlı kaşığı karbonat Uygulama: Su ve karbonatı karıştırın. Pamukla, cildinize uygulayın.
Malzeme: Havuç, zeytinyağı, limon Uygulama: Havucu rendeleyin. İçine zeytinyağı ve limon suyu ilave edip, yiyin. Bu karışım vücut için çok faydalıdır. Bağırsakları düzene sokar ve cilde nem sağlar.

Peeling (Derinlemesine yüz temizliği)

Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için, derin bir temizlik yapmalısınız. Bunu peeling, buhar banyosu veya maskelerle gerçekleştirebilirsiniz. İşte evde yapabileceğiniz basit peeling tarifleri: Malzeme: 1 kahve fincanı yulaf ezmesi, 2.5 çay kaşığı bal, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, yarım tatlı kaşığı sıcak su Uygulama: Malzemeleri karıştırın ve cilde uygulayın. 15 dakika bekleyin ve yumuşak, nemli bir bezle ovarak çıkarın. Bol su ile yıkayın.
SİVİLCEDEN KURTULMAK İÇİN
Sivilceler her yaşta birçok insana sorun yaratır. Sivilceleri yok ederek daha sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşmanın en güzel yolu yine doğadan geçiyor. Sivilceleri yok etmek için beraber bu basit formülü hazırlayalayabilirsiniz. Malzeme: 100 gram alkol, 6 adet aspirin Uygulama: Aspirini ezin ve alkolle karıştırıp 3 gün bekletin. Bu karışımla cildinizi her gün silin.
LEKELERİ YOK ETMEK İÇİN
Malzeme:
1 çay kaşığı amonyak, 1 çay kaşığı peridrol, 1 çay kaşığı saf su, 1 çay kaşığı sabun Uygulama: Kullanılmamış bir sabunu rendeleyin ve diğer malzemelerle karıştırın. Cildin hassaslığının ölçülmesi için önce elinizin üzerine deneyin, sonra lekelerin üzerinde bekletip, bol su ile yıkayın. Bu karışım haftada bir kez uygulanabilir. Dışarı çıkarken güneşten koruyucu ürünler kullanmaya dikkat edin.
ÇİLLERİNİ SEVMEYENLERE
Malzeme:
Keten tohumu Uygulama: Keten tohumunu kaynatın, suyu ile cilde masaj yaparak çillere ve lekelere maske olarak uygulayın.

Bunları ihmal etmeyin

  • Cildinizi güneşten koruyun: Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için her gün koruyucu krem kullanmalı.
  • Cildinizi aşırı sıcak ve aşırı soğuktan koruyun: Sıcak ve soğuk havalarda cilt nemini kaybeder. Özellikle kışın cilt tipiniz için uygun nemlendiricileri mutlaka uygulayın.
  • Sigara içmeyin: Sigara cildin ihtiyacı olan oksijeni azaltır ve cildin yenilenmesini engeller. Cilde solgun görünüm verir.
  • Cildinizi derin temizleyin: Bazı yaşı ilerlemiş bayanlar cildi kurutacağı ve kırışıklıkları artıracağı düşüncesiyle cilt temizliği yapmaktan kaçınır. Pamukla uygulayacağınız bir temizleyici kremin, birkaç dakika cildin üstünde kaldıktan sonra bol suyla yıkanması yeterli olur.
  • Cildinizi derin nemlendirin: Haftada bir, maske veya nemlendiricinizi bol miktarda kullanarak, cildinizi beş on dakika nemlendirmeye bırakın.
  • Cildinizde kan dolaşımını hızlandırın: Uygun kremlerle cildinize masaj yaparak, ciltteki ölü derinin atılmasını sağlayabilir ve kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz. Bu, cildinizin yenilenmesine ve pürüzsüz bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
  • Sağlıklı beslenin: Vücudunuz için uygulayacağınız sağlıklı beslenme programı, cildiniz için de yararlıdır. Bol sebze ve meyve, bol lifli tahıllar, az yağlı, az şekerli ve az tuzlu besinler tercih etmelisiniz. Ve tabii bol su şart!
  • Sonbaharda: Cildiniz kuruysa baharat kullanmayın. Bol bol su için, salata ve sebzeye ağırlık verin. Yüzünüzü belli aralıklarla maden suyu ile yıkayın. Duşa girmeden önce badem yağı ile masaj yapın.
  • Kış aylarında: E ve C vitamini içeren besinler tüketmeye özen gösterin. Ispanak, marul, semizotu gibi yeşil sebzeleri çiğ olarak tüketin. Haftada bir gün yalnızca iki, üç litre sıkma meyve suyu içerek temizlenme kürü yapın. Açık havaya çıkarken cildinize bitkisel yağlar (susam, kayısı yağı gibi) veya nemlendirici kremler sürün.
ÇİN TIBBIYLA 4 ADIMDA 10 YAŞ GENÇLEŞİN
Ginseng çayı ışıl ışıl bir cilde kavuşmanızı sağlıyor, jojoba ve kişniş yağı ile yapacağınız bir cilt masajı derin kırışıkların giderilmesinde etkili oluyor. Şaşırtıcı ama gerçek! Geleneksel Çin tıbbı, birbirinden ilginç yöntemleriyle sizi 10 yaş gençleştirebiliyor.
Uzmanlar ””güzel olmak istiyorsanız nefes almalı, düşünmeli, yemeli ve içmelisiniz”” diyor. Çünkü geleneksel Çin tıbbında güzelliğin ancak bir bütün olarak hareket edildiğinde korunabileceğine inanılıyor.
Geleneksel Çin tıbbına göre, sağlıklı ve güzel bir bedene sahip olmak için Chi” nin, yani yaşam enerjisinin vücudumuzdaki akışının dengeli olması gerekiyor. Ancak çeşitli fiziksel veya psikolojik nedenlerden dolayı Chi akışındaki denge bozulursa, işte o zaman pek çok sorun ortaya çıkabiliyor; hem sağlığınız bozuluyor, hem de cilt güzelliğiniz olumsuz yönde etkileniyor.
Dolayısıyla sağlık, güzellik ve gençlik için geleneksel Çin tıbbında sıkça uygulanan ve enerji akışının vücudumuzda dengeli bir şekilde dolaşımını sağlayan 4 felsefi yöntemi hayatımıza katmamız gerekiyor. Ying – Yang dengesi, 5 element öğretisi, Chi-Gong egzersizi ve Tuina masajı. Geleneksel Çin tıbbında hangi yöntemlerinin hangi sorunlara karşı etkili olduğunu ve bizi nasıl gençleştirip, güzelleştirdiğini Işık Terapi Merkezi” nden terapist Işık Kırgız anlattı.
YİNG – YANG DENGESİNİ SAĞLAYIN!
1:YİNG TİPİ
Ying tipi kadınlar oldukça dişi bir figüre ve dolgun saçlara sahip oluyorlar. Ciltleri ise genellikle kuru ve hassastır. Kırışıklara ve selülite eğimli olmak ise ying tipi kadınların diğer özelliklerinden.
KOKU: Anason, fesleğen, limon, biberiye, portakal, gül ağacı veya tarçın… Bu meyve ve bitkilerin aroma yağlarını düzenli olarak koklamanızı öneriyoruz. İsterseniz seçtiğiniz bir bitki veya meyvenin aroma yağını şişeden koklayabilir, isterseniz 2 damlasını az miktarda suyun içine ilave ettikten sonra yağ lambasında buharlaştırabilirsiniz. Siz de çevreye yayılan bu nefis kokuyu içinize çekip, aroma yağının gücünden yararlanmış olursunuz.
ÇAY: Vücudunuzun zayıf olan Yang yönünü tetiklemeniz için size orijinal bir reçete sunuyoruz: Kabuğunu soyduğunuz 2 santim uzunluğundaki ginseng kökü, yine 2 santim uzunluğundaki meyan kökü ve 4 adet hurmayı, bir litre suyun içinde bir saat boyunca kaynatın. Ardından tüm malzemeleri süzgeçten geçirin. Tez canlı ve iştahlıysanız, hazırlamış olduğunuz ginseng çayı bu sorunlarınızın hafiflemesine yardımcı olacak
BESLENME: Avokado, pırasa ve bitkisel yağları tüketmeye özen gösterin. Zencefil, sarımsak ve dereotu da bedeninize iyi gelecek.
2. YANG TİPİ
Gerçek bir enerji deposu, dışa dönük bir kişilik ve fit bir beden” Bu üç özellik sizi iyi tanımlıyor mu?
Yanıtınız ”evet” ise o zaman sizde muhtemelen yang kutbu üstün gelmiş. Bu gruba ait olan kadınların ciltleri ve saçları genellikle nemden yoksun ve yağlı bir özellik sergiliyor. Zaman zaman ortaya çıkan sivilceler de yang tipi kadınların baş etmek zorunda kaldıkları bir başka sorun. Bunların yanı sıra yang tipinde bağ dokuları gergin, kaslar da şekillenmiş oluyor.
KOKU: Mine çiçeği, papatya, lavanta, lotus, yasemin ve melisa gibi aromatik yağlar zayıf olan ying yönünüzü güçlendirir, yang yönünüzü ise zayıflatır. Siz de bu kokulardan yararlanarak güzelliğinize güzellik katabilirsiniz.
ÇAY: Yarım fincan kurutulmuş orkide çiçeği ile bir santim uzunluğundaki meyankökünü 1 litre suda 20 dakika boyunca kaynattıktan sonra süzgeçten geçirin. Çayınızı 1 tatlı kaşığı balla tatlandırıp afiyetle için. Cildinizin ve saçlarınızın kısa sürede güzelleştiğini görünce şaşıracaksınıız
BESLENME: Yang tipi kadınlar şiddetli açlık krizlerine yakalanabiliyorlar. Domates, salatalık, muz, karides ve tofu, Yang tipi kadınların sakinleşmelerine yardımcı oluyor.
5 ELEMENT ÖĞRETİSİNE KULAK VERİN!
METAL

Derin kırışıklar veya yanaklarda oluşan sivilceler, vücudunuzdaki metal elementinin denetlediği akciğerinizde sorun yaşadığınızı gösterebiliyor. Geleneksel Çin tıbbı uzmanlarına göre; yaşam enerjiniz olanChi” nin vücudunuzda tekrar serbestçe dolaşabilmesi için cildinizi çimdiklemelisiniz. Bir yemek kaşığı jojobo yağını, bir tasın içinde 1 damla kişniş yağı ile karıştırdıktan sonra yüzünüze sürün. Ardından cildinizi baş, işaret ve orta parmaklarınızın arasına alıp, birkaç kez yukarıya doğru çekiştirin.
SU Saçlarınız zayıf veya gözleriniz şiş mi? Bu sevimsiz görüntüler, su elementinde bir sorun yaşandığına işaret ediyor olabilir. Ve, bu da geleneksel Çin tıbbına göre böbreklerle yakından ilgili.
Sorununuzun çözümü ise aslında çok kolay: 3 yemek kaşığı badem yağını, derin bir kabın içinde birer damla tarçın ve zencefil yağıyla karıştırın. Hazırlamış olduğunuz karışımı, partneriniz, parmaklarla 8 rakamı çizer gibi, sırtınızdan kalçanıza, ardından da ensenize doğru masaj yaparak vücudunuza yedirsin. Bu masaj, göz kapağında bulunan kılcal damarlardaki lenf
sıvısının yeniden akıcı hale gelmesini, saçlarınızın da daha güçlü ve daha volümlü olmasını sağlıyor.
ATEŞ
Hassas, solgun ve kızarık bir cilt, duygusal açıdan da hassas olan ve her sorunu içine atan kadınlarda ortaya çıkıyor. Dolayısıyla geleneksel Çin tıbbının ateş elementini kalple bağlantılı tutmasına şaşmamak gerek. Bu önerimiz, cildinizde ortaya çıkan yanmaların, kızarıklıkların ve içsel sıkıntılarınızın hafiflemesine yardımcı olacak: Bir yemek kaşığı badem yağını, derin bir kabın içinde bir damla lavanta yağıyla karıştırın. Hazırlamış olduğunuz bu karışımı yüzünüze ve sol göğsünüze özenle masaj yaparak yedirin.
TOPRAK
Kurumuş dudaklar, zayıf bağ dokuları ve selülitler, vücudunuzdaki toprak elementi ile mideniz arasındaki dengede sorun yaşandığının habercisi olabiliyor. Bu banyo kürü, vücudunuzun tekrar dengeye kavuşmasını sağlayacak: İki portakalı küçük küçük dilimledikten sonra bir litre suyun içinde 5 dakika boyunca kaynattıktan sonra süzgeçten geçirin. Ardından 10 damla kakule yağını ve 3 yemek kaşığı gül suyunu portakal suyuna ilave edin. Hazırladığınız bu karışımı küvetin içine dökün
AĞAÇ
Kırılgan tırnaklar ve göz çevresinde oluşan kırışıklar ”ağaç” elementinin tipik bir sorunu. Çünkü bu element de, tıpkı bir ağacın dallarını gökyüzüne doğru uzattığı gibi, vücudumuzun gelişiminden sorumlu. Ağaç elementinin vücuttaki izdüşümlerinden biri de karaciğer. Dolayısıyla dekolte peelingi ile karaciğerinizi desteklemelisiniz. Derin bir kabın içinde, 3 yemek kaşığı pirinci, 3 yemek kaşığı jojoba yağını, 1 yemek kaşığı aloe vera jelini ve 3 damla biberiye yağını karıştırın. Daha sonra bu karışımı nemli cildinize masaj yaparak özenle yedirin.
APRİCOT LİFE Kayısı da yapılan zayıflama ve kayısı diyeti dünyada yıllarca kullanılan bir sistemdir. Kayısı kalorisi düşük yüksek oranda lif içeren meyve olması gıda katkısı olarak kullanılmakta
gelişmiş ülkelerde kayısı unu çocuk gelişimi ve obezlikte uzaklaştırılmak için kullanılmaktadır.Kayısı unu ülkemizde yapılmamaktadır. Biz ise yabancı proje ortağımız olan sayın hansler ile türk alman iş birliği ile APRİCOT LİFE gıda destek ürünü dünyada kendini ısbatlıyan kayısının diyet ve zayıflama alanında bu ender gıdanın haklılığı isbatlanmıştır.Ürün tamamen doğal olup
lifli gıdalarda elde edilen lifler ile zayıflamanıza yardımcı olacaktır.
APRİCOT LİFE İyi bir enerji kaynağıdır. Kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar.
APRİCOTT LİFE Günlük şeker ihtiyacınızı sağlayarak tatlı türlerinde uzaklaşmanıza yardımcı olur. Kilo kontrolünüze katkıda bulunur.
APRİCOT LİFE Bulantı yapmaz .
APRİCOT LİFE Şişkinlik hissi yaratmaz.
APRİCOT LİFE Gıda takviyesidir.
APRİCOT LİFE İştahınızı güvenle azalttığı ve günlük kalori alımınızda fazla ihtiyacınız olmadığını göreceksiniz
APRİCOT LİFE Kilo kontrol programına yardcımcı olan yeni ve çığır açıcı bir buluştur.
APRİCOT LİFE İçeriğinde bulunan kayısı unu ve kayısının faydaları aşşağıda çıkartılmıştır
KAYISININ BESİN DEĞERİ
Kayısı Meyvesinin Tüketim AlanlarıDünyada üretilen kayısının önemli bölümü sofralık olarak tüketilmektedir. Ancak kayısıda hasat döneminin kısa olması ve taze kayısının çabuk bozulması nedeniyle kayısı daha çok kurutularak veya işlenerek değerlendirilmektedir. Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 20-25’lik kısmı kurutulmaktadır. Sofralık ve kurutmalık olarak değerlendirilen kayısıdan geriye kalan kısmı ise işlenerek değerlendirilmektedir.
Kayısının Besin Değeri
Kayısı insan sağlığı bakımından önemli bir yere sahiptir. pH’ı 3-4 arasında değişen taze kayısı dokuz farklı şeker, on sekiz serbest amino asit, zengin A vitamini ve beta karoten, yüksek miktarda potasyum ve demir elementi ihtiva etmektedir. Yaş meyvede çağla döneminde yüksek olan C vitamini (50-60 mg/kg) meyvenin olgunlaşması ile birlikte azalmaktadır (30-50 mg/kg).
Kayısının İnsan Sağlığı Bakımından Önemi
Kayısı, insan vücudunun günlük enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminlerden ß-karotence çok zengindir. A vitaminin öncül maddesi olan ß-karoten vücudu ve organları saran epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve endokrin bezlerinin çalışması için gereklidir. Bu görevlerinden başka A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin artmasında önemli rol oynar.
Diğer taraftan A vitamini normal vücut hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan sonra etkisiz hale getirmektedir. Ayrıca A vitamini organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini artırarak kansere karşı koruyucu görevi yapmaktadır. Bu koruyucu aktivite sigara ve alkol kullananlar için daha da önemlidir. Serbest radikallerin oluşumuna ve hücre ölümüne neden olan protein ve yağ asitlerinin bozulma tepkimelerini önlemektedir.
Kayısının sodyumca fakir potasyumca zengin olması nedeniyle kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları, hepatit siroz tedavisinde olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir.
Kuru kayısının beslenme ve sağlık açısından en önemli bileşiklerinden birisi de diyet lifidir. Kuru kayısının 100 g’da yaklaşık olarak 24 g diyet lifi bulunur. Yetişkin bir insanın günlük diyet lifi gereksinimi ise 25 gramdır. Diyet lifi sindirim sistemimizde salgılanan enzimler tarafından hidrolizlenemeyen polisakkarit ve lignin gibi bileşiklerden oluşmaktadır. Diyet lifi kabızlık, irritabl kolon sendromu, apandisit, hemoroid, diş hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı, kroner kalp hastalıkları ve klon kanseri gibi hastalıkların oluşum riskini azaltmakta, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlamaktadır.
DOĞAL ELMA SİRKESİ
Elma sirkesinin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğu bildirildi.
Elma sirkesinin özellikle pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmada çok önemli katkılar sağladığı vurgulandı. Elma sirkesiyle cilt güzellik seansını herkes evinde kolayca uygulayabilir. Bugüne kadar sadece sofrada kullanılan elma sirkesinin cilt güzeliği için doğurduğu ”inanılmaz” sonuçlar ise şöyle sıralanıyor:
Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, son durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçlarınızın kepekten arındığını ve parlaklaştığını göreceksiniz.
Akne tedavisi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi ile yüzünüzü temizleyin ve su ile durulayın. Elma sirkesi cildinizi yumuşattığı gibi, antiseptik özelliği ile akneye neden olan mikropları öldürecektir.
Ciltteki lekelere: Dörtte bir litre suya, üç çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, kaynayıncaya kadar ısıtın, ateşi kısın. Başınıza bir örtü örtüp, yüzünüzü buhara tutun. Yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü silin. Haftada iki kez tekrarlayabilirsiniz.
Varisli damarlara: Bir bezi elma sirkesine batırıp sıkın. Bezi varisli bölgeye sarın ve 30 dakika bekletin. Bu süre içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirin. Sabah-akşam tekrarlayın.
Zayıflamak için: Bir bardak suya bir-iki kahve kaşığı elma sirkesi ve bir kahve kaşığı bal ekleyip, karıştırın. Uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında, düzenli kilo vermenize katkı sağlar.
AKNELER ARTIK DERT DEĞİL!
Akneleriniz güzelliğinizi lekeliyorsa, sorununuzun çözümü oldukça kolay..
Aknelerden kurtulmak için İhtiyacınız olan temizleyiciler, ıslak pamuk ve su.. İşte adım adım aknelere veda etme yolları..
İlk adım:
Hayatınızda hiç sivilcelerinizi sıkmamış olabilir, sabun, diyet ve deterjan gibi etkenler akne oluşumunu tetikliyor olabilir. Bu nedenle bunları değiştirin ya da kullanım sonrası akne oluşup oluşmadığını takip edin
İkinci adım:
Bir ay boyunca aknelerin oluşumunu, beslenmenizi not edin. Ne zaman artıyor, hangi dönemlerde kayboluyor bunu izleyin.
Üçüncü adım:
Düzenli olarak yüzünüzü sadece suyla yıkayın. Günde bir kez de, cildinizi yüz temizleyici pamuklarla temizleyin. Pamuklu bir bezle cildinizdeki ölü hücreleri hafifçe sürterek temizleyin. Pul pul dökülen ölü hücreler gözenekleri tıkar, bunları temizlediğinizde cildiniz nefes alacak. Tıkanmış gözenekler, kıl kökleri tarafından üretilen doğal yağ ”sebum”un dışarı çıkamamasına neden olur. Gözenekleriniz açık olduğunda ”sebum” rahatlıkla gözeneklerden dışarı çıkabilir. Aşırı sıcak su cildi kurutur ancak gözenekleri de açar. Sıcak suyla yüzünüzü yıkadıktan sonra soğuk suyla da yıkayarak gözeneklerin kapanmasını sağlamalısınız.
Dördüncü adım:
Yaz döneminde sivilceler ya da akneler artar. Bu dönemlerde bunları sıkmak yerine okaliptus yağı gibi doğal alkol içeren temizleyicileri kullanın. Akne oluşumunu hemen geçirmese de, zamanla gözeneklerin temizlenmesini ve kapanmasını sağlar.
Beşinci adım:
Tahriş edici sabunlar cildinizi kurutmaktan başka işe yaramaz. Cildinizdeki problemleri daha da artırır. Bu nedenle akne sorununuzla tek başınıza mücadele edemiyorsanız bir dermatoloğa başvurun ve cildinizi daha fazla yıpratmadan uygun tedavileri tercih edin.
GÜZELLİK SIRLARI
Tabiatın sunduğu nimetleri güzellik ve sağlık için kullanmak artık bir çok insanın inandığı yöntem..
Sağlık ve güzelliğin ayrılmaz bir ikili… İyi hissetmek ve harika görünmek için doğa her aşamada yol gösteriyor. Naturel olan her şey, cilt ve ten için pozitif sonuçlar yaratıyor. Toprak ana koynundaki mineralleri, vitaminleri üzerinde yeşeren bitkilere armağan ediyor. Bizler de bu nimetleri keşfederek insanlığın hizmetine sunmaya çabalıyoruz… Ancak bir sorunu aşmak için, önce o sorunu iyi bilmek lazım. Bu kez cildin bazı düşmanları üzerinde durmak istiyoruz. Hava kirliliği, stres ve yanlış bakım kremleri güzellik için son derece olumsuzluk yaratıyor.
Öte yandan kış aylarında da ciddi cilt sorunları ortaya çıkıyor. UV ışınları artık daha az diye korunmasız gezen insanların bir süre sonra cildinde lekeler başgösteriyor. Sigara içenler ise bu koşullardan daha fazla etkileniyor. Bu olumsuz şartlarda cilt nem dengisini kaybediyor ve kırışıklıklar kendini göstermeye başlıyor. Özellikle açık tenli olanlar bu mevsimde bile güneşe karşı duyarlı. Yanak, alın ve elmacık kemiklerinde görülen lekeler ve kızarıklıklar kadınları çok düşündürüyor.
Sizlere önerdiğimiz bitkisel formüller hakkında gelen maillerden bilgi sahibi oluyoruz. Cildinizin artık eskisi gibi olmadığını, sorunlardan kurtulduğunuzu yazıyorsunuz. Doğal yaşam ve doğal bakımın sonuçları da doğal bir güzellik. Bu konuda doğanın sizi yanıltmayacağı da açık..
Şimdi hem bayram için hem de diğer zamanlar için bazı öneriler vereceğiz size.
Gül güzelliği
Üç avuç taze gül yaprağını bir tencereye koyun. Beş dakika bir bardak saf su ekleyerek pişirin. Ateşten indirin ve süzün. (Ilık olana kadar bekleyin) Ihlamur yaprağını döverek toz haline getirin ve bu suya ekleyin.. İçine bir çay kaşığı taze kaymak ekleyin. Ve bir çay kaşığı da süzme bal katın. bir çorba kaşığı Kestane ununu da ekleyin ve yoğurun.. İşte size doğalgül kremi! Cildin parlak olması sağlar. Maskeyi olarak haftada bir uygulayın..
Limonlu tonikle sağlıklı saçlar
İki limonun kabuklarını ince bir şekilde soyun. 750 gram içme suyunu kaynatın. Soyduğunuz limon kabuklarının üzerine bu suyun bir kısmını dökün. Ve başka bir kapta 20 dakika kaynatın. Geri kalan suyun içine 50 gram kadar beyaz yağlı sabun koyun. (Doğal sabun olmalı) Sabun kaynar suda çözülsün. Sabun eridikten sonra karışıma 10 gram potasyum karbonat ilave edin vE 5 dakika bir kapta kaynatın. Ocaktan alıp soğutun.
Diğer bir tencerede hazırladığınız limon kabuklarını bir süzgeçten geçirip ve iyice ezin. Sonra sabun çözeltisini ve limon suyunu ekleyin. Başka bir kaba 7 damla limon yağını koyun. Üzerine 50 gram alkol ilave ederek bu yağı çözün. Bu karışımı da ilk hazırladığınız karışıma ekleyin. İyice soğuduktan sonra bir şişeye koyun. Bu hazırladığınız tonik (birn anlamda ev yapımı doğal şampuan) ile saçlarınızı haftada bir yıkayın. Ama yıkadıktan sonra birkaç kez durulamanız gerekir.
Kahve telvesi ile Peeling
Kahveyi içince telveyi atmayın. En güzel peeling maddesidir aslında. Bu telveyi yüzünüze sürün. Ve kuruyana kadar bekleyin. Sonra dairesel hareketlerle kuruyan telveyi yüzünüzden çıkarın. Daha sonra yüzünüzü iyice yıkayın.
Güzel bir boyun için
Bir de boyun için özel formüller vereceğiz. Çünkü boyun daha kısa sürede kırışıyor. Ve insanı yaşlı gösteriyor. Bununla ilgili olarak bitkisel yolları denerseniz olumlu sonuçlar size mutlaka geri dönecektir.
Boyun için özel maske:
Patatesi iyice yumuşayıncaya kadar haşlayın ve soyun. içine bir yumurta sarısı, bir çay kaşığı bal, bir çay kaşığı zeytinyağı ilave edin. Bu maskeyi boynunuza sürün ve yarım saat yatıp dinlenin.
Sütle gelen dirilik
Süt hem yüz hem de boyun için güzel sonuçlar doğuran bir besin.. Boyun için yapılacak şey çok basit: Bir su bardağı süte biraz su ilave edin. Bu su ile boynunuzu yıkayın. Kuruduktan sonra tekrar yıkayın bunu 10 dakika içinde bir kaç kez tekrar edin. Ardından (Yarım saat sonra) soğuk su ile boynunuzu yıkayın. Bu kompres boyuna canlılık kazandırır. Haftada iki gün uygularsanız bir süre sonra dirilik ve pürüzsüzlük kazanır..
Doğa elleri güzelleştirir
Güzel ellere sahip olmak için doğal yağlardan yararlanmayı denediniz mi. Bu pratik yöntem ellerin güzel kokmasını sağlar. 3 damla lavanta yağı, 2 damla bergamot yağı ve 10 damla badem yağını bir kaba koyun ve ve 1 tatlı kaşığı gliserin ilave edin. iyice karıştırın. Bir başka yerde suyu ısıtın ve sıcak su dolu bir kaba bu malzemeleri koyun. Bu kaba ellerinizi sokun ve 20 dakika bekletin. 20 dakika sonra ellerinize masaj yapın. İşlem bittikten sonra yumuşak ve güzel ellere sahip olacaksınız..
Kuru ve mat ellere jojoba
Kimi eller kuru ve mat renkte gözükür. Bu görünümü gidermek için bir yemek kaşığı pirinç unu gerekir önce. Bu una bir çay bardağı süt katın. için bir miktar jojoba yağı (Bir kaşık olabilir) ilave edin, tekrar karıştırın. Elinize bu karışımı sürün.. 10 dakika sonra ellerinizi muslukta yıkayın. Devamlı yaparsanız elleriniz güzelleşir.
DOĞAL SAÇ BAKIMI
Hepiniz uzun ve sağlıklı bir saça sahip olmak için onu sürekli kestirmeniz gerektiğini duyarsınız. Aslında sürekli saçınızı kestirmek sadece onun daha kısa olmasını sağlar.
Sağlıklı olması ile hiçbir ilgisi yoktur. Saç uzunluğu kafanızın şekli ve genişliği ile orantılıdır ve yeni teknolojilerle bile bunu değiştirmenize olanak yoktur. Sağlıklı ya da sağlıksız saç yoktur. Saçımız aslında ölüdür. Ölü olmasaydı kesildiğinde canımız yanmazmıydı? Eğer saçlarınızın ucu kırılmamışsa ya da boyama yüzünden hasar görmemişse onu sürekli kestirip sağlıklı ve uzun yapmaya çalışmak yanlış bir şey. Sadece stil değişikliği düşünenler için sık saç kestirilmesi önerilebilir.
Saçınızın sağlıklı olması için yapabilecekleriniz:
* Günlük olarak pahalı olmayan bir Vitamin alın.
* Saçınızı fazla taramayın. Sadece gerektiğinde şekil vermek için tarayın.
*Kaliteli bir tarak ya da fırça kullanın. Keskin metal ya da plastik uçlar saçlarınızın uçlarının kırılmasına neden olur.
* Kaliteli saç ürünleri kullanın. Çoğu alışveriş merkezlerinde satılan şampuan ve saç ürünleri aslında birçok kötü kimyasal maddeyi içlerinde bulunduruyor. Mesela ”ammonium laurel sulfate” , ya da silikon içeren ürünler saçınızı kurutarak daha kolay kırılmasına neden olabiliyor. İçlerinde birçok koruyucu madde bulunduğunu iddia eden bu ürünler saçınız için aslında en büyük tehlikeyi oluşturuyor.
* Saçınızı sıkı bantlarla toplamayın. Bırakın rahat kalsın. Bu tür toplama şekilleri de kırılmalara neden oluyor.
Sıcak yağ tedavisi
Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır
Hintyağı tedavisi
Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir.
Zeytinyağı ve bal tedavisi
Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derisinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.
Protein tedavisi
Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.
Kakao yağı tedavisi
Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.
DÖRT ŞİFALI BİTKİ
Hazımsızlık, yorgunluk, kötü nefes kokusu ve reflü… Bu sorunların çaresini her zaman ecza dolabınızda mı arıyorsunuz? Bide şifalı bitkileri denemeye ne dersiniz ?
HAZIMSIZLIK
MELİSANE SAĞLIYOR?
Şifalı bitkilerle uğraşan uzmanlar, melisanın hazımsızlığa karşı birebir olduğunu söylüyorlar. Ayrıca antideprasan özelliği olan bu bitki, kendinizi kısa bir sürede iyi ve daha mutlu hissetmenizi sağlayabiliyor. Aynı zamanda, anksiyete ve uyku problemlerini gidermede de etkili olan melisanın hafızayı güçlendirdiği de biliniyor.
BUNU DENEYİN:
Hazımsızlıktan yakınıyor ve melisanın olumlu etkilerinden faydalanmak istiyorsanız, 3–4 çay kaşığı kuru melisa yaprağıyla demlediğiniz çaydan günde 2 fincan için.
MİDE BULANTISI
PAPATYA NE SAĞLIYOR?
Papatya sindirim sistemi üzerinde pek çok olumlu etkiye sahip bir bitki ve mide spazm ve kramplarını da önlüyor. Bu özelliğiyle de mide bulantısının yanı sıra, şişkinlik, hafif gastrit semptomları ve gaz şikâyetlerini gidermede de etkili olabiliyor. Uzmanlar, papatyanın araba ve gemi yolculuklarında oluşan bulantıları önlemede de etkili olabileceğini belirtiyor.
BUNU DENEYİN:
Marketlerde hazır satılan papatya çaylarını deneyebileceğiniz gibi aktarlardan kuru papatya alıp kendi çayınızı kendiniz de demleyebilirsiniz. Ayrıca büyük bir kapta demlediğiniz papatya suyuna batırdığınız minik bir havluyla karnınıza 20 dakika boyunca kompres yapmak da bulantınızı hafifletecektir.
HALSiZLiK
GİNSENG NE SAĞLIYOR?
Ginseng, özellikle Uzakdoğuluların enerji kaynağı olarak kullandıkları ve asla vazgeçemedikleri bitkilerin başında geliyor. Aynı zamanda hafızayı güçlendiren, anksiyete ve huzursuzlukla da savaşan ginsengten bol bol tüketmek, oruç tutanların sık sık yaşadığı halsizlik ve yorgunluk sorununa karşı ida oldukça yi geliyor.
BUNU DENEYİN:
Ginseng kökünü aktarlardan temin edebilir, bununla çay demleyebilir ya da yemeklerinizin içine rendeleyerek kullanabilirsiniz. (Günde yaklaşık 1 – 2 gr.) Ayrıca doğal ürünler satan mağazalardan aldığınız ginseng haplarını bir uzmana danışarak kullanabilirsiniz.
KÖTÜ NEFES KOKUSU
BİBERİYE NE SAĞLIYOR?
Sindirim sistemini düzenlemek için kullanılan biberiye kötü nefes kokusunu gidermede son derece etkili. Ayrıca açlık nedeniyle oluşan başağrılarını gidermek için de biberiye yapraklarını parmaklarınızın arasında sıkabilir elinize gelen yağı, şakaklarınıza sürüp hafifçe ovabilirsiniz.
BUNU DENEYİN:
Taze biberiye yapraklarını salata ve et yemeklerinin üzerine lezzet vermek için serpebilirsiniz. Kurumuş biberiye yapraklarını ise çay demlemek için kullanabilirsiniz.
GÖZALTI MORLUKLARI
Bazı insanların gözlerinin altında, sanki bir darbe görmüş gibi mosmor bir hare oluşur. Bu koyu gölgeler kimi zaman gençlere de uğrar. Bunlarla baş etmek genellikle zordur. Ama nedenlerini ortaya çıkarabilirsek, hafifletilmesi veya tedavisi mümkün olabilir. En azından artması önlenebilir. Öte yandan bazı kozmetik önlemlerle görünümü tamamen düzeltebiliriz. Bu lekelerin en yaygın nedeni; cildin zamanla incelmesi sonucunda kılcal damarların görünür hale gelmesidir. Güneş ışınları bu sorunu adamakıllı arttırır. İkinci bir neden; alerjiler veya yüksek ateşle seyreden hastalıklardır.
Bazı gıdalar, polen, toz, kedi tüyü kimilerinde öyle bir kaşıntı, hapşırma ve göz sulanmasına neden olur ki, bu kişiler gözlerini ovuşturmadan yapamazlar. Sonuç içi kızaran, dışı moraran gözlerdir! Gözaltındaki mor hareler çoğunlukla kalıtsaldır. Genellikle çok beyaz tenli ve göz çukuru derin olanlarda meydana gelir. Fizyolojik nedenler arasında vücudun fazla su tutması veya su kaybı, aşırı tuz tüketimi, sigara içmek, kalp hastalıkları, böbrek ve karaciğer hastalıkları birinci sırada yer alır. Tabii uykusuzluk, kansızlık ve demir eksikliği gibi sorunların tümü, gözaltındaki lekelerle kendini ifade eder.
Önlemler neler?
Bu koyu halkaları kısmen düzelten, artmasını önleyen bazı çareler biliyoruz. Her şeyden önce, vücudunuzu susuz bırakmayın. Sonra son derece hassas olan göz çevresini güneşten koruyun, uykunuza özen gösterin, yüzünüzü soğuk su ile yıkayın, tuzu azaltın, bol bol balık, sebze ve meyve tüketin. Üzüm çekirdeği extresi, C vitamini ve diğer antioksidanlar kılcal damarların güçlenmesine ve cildin gelişmesine yardımcı olur. Bunlardan yararlanın.
Tedavi şekilleri
Gözaltı morluklarına salatalık ya da patates halkalarının veya çay kompreslerinin iyi geldiğini çoğumuz biliyoruz.
* Size tavsiyem bu malzemeleri poşetle değil taze olarak ve buzdolabında soğutarak uygulayın.
* K ve C vitamini içeren göz çevresi kremleri kullanın.
* Dolgu tekniği ile gözaltını hafifçe kalınlaştırdığımız zaman morluklar ortadan kalkıyor, görünüm düzeliyor.
* Özel bir teknikle yapılan gözaltı mezoterapisi de son derece güzel sonuçlar veriyor.
* Birçok durumda lazer peeling gözaltı morluklarını hafifletir. Ancak biraz sıkıntılıdır.
* Radyo frekansı ile yapılan yüz gençleştirme seansları hem zahmetsiz hem de gayet etkilidir.
* Bu yıl fraksiyonel lazer (çok küçük delikler açan bir cihaz) ile gözaltı morluklarında harika sonuçlar alıyoruz. İyileşme süreci çok daha kısa olan bu yeni lazer tekniği ile yaklaşık 3 seansta gözaltı morluklarını büyük ölçüde hafifletebiliyoruz.
BİTKİSEL GÜZELLİK SIRLARI
Her kadının hayali güzel bir görünüme sahip olmaktır. Siz de genç ve güzel görünmek istiyorsanız bu altı ipucunu dikkate almalısınız.
Parlak saçlara sahip olun
Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler:
Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın.
Bir başka öneri ise şöyle; 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın.
Salatalık sürün canlanın
Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.
İyi bir uyku çekin
Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.
Kırışıklıklara meyve
Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların, et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.
Dudaklar balla parlasın
Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı:
1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.
Kuru cildin ilacı gül
Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz
HERBALİST LEYLA ÇABUK
Yurtiçi ve Yurtdışından pek çok insanın kapısını çaldığı Leyla Çabuk meslek sırrını ailenin genç bireylerine öğreterek ileride pek çok kişiye yardımcı olmayı hedefliyor.
Dokuz kuşaktır bitkileri kullanarak cilt sorunlarına karşı doğal reçeteler hazırlayan ve aileden gelen Herbalist Leyla Çabuk İskoçya’da öğrendiği yöntemle bitki karışımlarını zamana karşı dayanıklı hale getirmeyi öğrenmiş.
Bu Karşımları saç dökülmesi,egzama,sivilce ,mantar,tüylenme,selülit,aşırı kilo ve çatlakları olan kişilere uygulayan Çabuk ilk uygulamadan sonra farkın hissedilmeye başlandığını belirtiyor.
Çabuk Şaşkınbakkalda’ki merkezdeki uygulamaları ve nasıl sonuçlar aldığını ve bitkisel ürünler hakkındaki bilgilerini cnnturk.com ‘a anlattı.
Saç dökülmesi ile başlayalım…
Leyla Çabuk:”Aileden kalıntı olarak geçiyor saç dökünlemesi,sivilce ,egzama Yeni dökülmeye başlamışsa saçlar,üç kere bitki karışımı uygulamak yeterli.Yağlı saçlar çok dökülür.En çok dökülen kişide ise 30-60 günde dökülme duruyor.
Uygulamada önce derinin dibi dezenfekte ediliyor. Bu işlem yağ, bakteri, mantar hepsini alıyor. Sonra bitki lapası haftada bir uygulanıyor. 30 dakika süre ile saçta kalıyor. Fazla durursa yakmaya başlar zaten.
Yıkayıp kuruttuktan sonra da ısırgan sürülüyor. Esas saçtaki sorunu gideren de bu…
Haftada üç kere ise saç yıkanıyor özel sabun ve şampuan ile. Sabah ve akşam da sarımsak ve kekik sürülüyor sırasıyla.
Daha sık yıkanıp uygulama yapılırsa daha da çabuk sonuç alınır.
Kimi iki, kimi üç sefer de sonuç alır. 60 gün sonra dökülme durur, saçım dolgun olsun dersen devam ediyorsun. Çok açıklık varsa gözenek yok olmuşsa tedavi uzun sürer, ama saç çıkar. Altı ayda sonuç alınır…
Her hafta kafa deri atar yılan gibi. Bitki lapası ve ısırgan deriyi harmanlıyor alttaki deri harekete geçiyor ve hücre de çalışmaya başlıyor.
Sedef, saç kıran ve egzama olanın başı akar. Kulak arkası, ensede çatlak oluşur ve sıvı gelir; yapışkan bir yapıda, zamk gibi. Hani sivilceyi sıkarsın da bir su gelir ya, onun gibi. Sadece bu üç hastalıktan sıvı gelir.
Bu sıvı akmadan da bu hastalıklar geçmez. Aynı bitkiyi 100 kişiye koyarsın 4”ünde sıvı gelir. İnsanlar korkuyorlar bilmedikleri için ama korkacak birşey değil…
Ne kadar sürüyor uygulama?
Leyla Çabuk: “Kimisinde 6 hafta, 3 hafta kimisinde de 1 yıl sürer. Kiminde damla damla gelir, 1 yıl sürer, kimisinde ise 1 gecede biter. Hep gece akar yalnız
Bunun nedeni de önceden görülen tedaviler. Alınan ilaçlar hastalığı bastırıyor ve içeriye hapsediyor. Dolayısıyla her vücudun tepkisi de farklı oluyor.
Eskiden çıban çıkardı biz de patlatırlardı, üstüne karasakız ya da lokum veya sabun ile soğan koyarlardı ve içi boşalırdı çıbanın. Şimdi ise hep antibiyotik ile vücuda sokuluyor mikroplar. Sedef ve egzamada hem krem hem ilaçla mikroplar içeri sokuluyor
Vücuttaki sedef de aynı şekilde mi gidiyor?
Leyla Çabuk: “Ayak parmağından saçına sedef olanlar var. Vücuda hiçbir şey yapmıyorum sadece saça müdahale ediyorum. Bunun akma yeri ense ve kulak arkası.
Saçtan aktıkça vücutta da hastalık geçiyor, kuruyup gidiyor.
Sedef de genetik. Bir üzüntü, bir kayıp bu hastalığı tetikliyor.
Bir hastalık daha var: Deri kaybı. Bu hastalıkta, saç derisi kayboluyor, çukurlar oluşuyor ve delik delik oluyor; kemiğe kadar iniyor. Dört hasta var elimde böyle.
Küçük yaşta geçirilen ateşli hastalık sonrası lenfler iltihaplanır. 18-20 yaşında da hastalık görülür. Bu kişilerde de aynı yöntem uygulanıyor.
Bunu da büyüklerinden öğreniyorsun. Yemek yapmayı öğrenmek gibi. Benim ailem yıllardır yapıyor bu işi. Ben de geleneğini bozmadan devam ettiriyorum
İstenmeyen tüylerin dökülmesini nasıl sağlıyorsunuz?
Leyla Çabuk: “Tüyü yok ediyor bu uygulama, kanıtlanmış birşey… ÇAPA”da 20 denek üzerinde deneme yaptılar. Üç ayda yüzde 20 azalıyor ve yüzde 38 inceliyor. Bu görüldü.
Tüyleri hiç almadan kurtulabilirler, haftada iki üç kere sürerek… Göbek, göğüs, yanak, bel gibi hiç dokunulmamış yerlere tüy bitkisini sulandırıp daha geniş alana yayıp, tüyün dibine daha çok işlemesini sağlarsın ve daha etkili olur. Sürdükten sonra kurumasını bekleyeceksin yalnız.
Bacak, kol daha önce alınmışsa mutlaka tekrar alınmalı daha sonra uygulama yapılmalı. Büyüme çağındaki çocukları getiriyorlar. Bir ay sürsünler, tüylerinin rengi değişiyor, açılıyor ve azalmaya başlıyor.
Haftada bir de ponza taşı ile peeling yapacaksın sonra da suyunu sürdüğünde ipek gibi oluyor.”
Peki ne kadar süre nasıl kullanılıyor?
Leyla Çabuk: “İki ay olur, üç ay olur kullanılacak yere ve tüyün cinsine, hormonların çalışma seviyesine göre değişiyor. Tüy alındıktan sonra bitki koyup, ponzası yapılıyor.
İlk uygulamadan sonra kimisinin 20 günde kimisinin 4 ayda çıkıyor tüyü. Hormon dengesine göre değişiyor. Bir seferden sonra fikir belirtebiliyorum. Kimi 3 seans, kimi 5 seans kimi 10 seans geliyor.”
Tüylerden tamamen kurtulduktan sonra ürün hiç kullanılıyor mu?
Leyla Çabuk: “Seans araları çok değişiyor. Tüy gittikçe incelip, seyrekleşiyor. Bir de böyle parça parça yok oluyor. Birden bire hepsi çıkmıyor. Bana gelmeye gerek bile kalmayabiliyor, aldırıp bitki sürerek. Sonra da tüy olmayan yer alınır mı? Hiçbir şey yapmaya gerek kalmıyor.
Body yapan erkekler de geliyor bana mesela, 5 seansta normal hale geliyorlar.. Daha fazla gelmiyorlar.”
Bu işe nasıl başladınız ve bitkileri bu kadar iyi nasıl tanıyorsunuz?
Leyla Çabuk: “Anne tarafımdam geliyor. Eskişehir”de yöntem onaylandığında kökenimizi araştırmaya başladım. Orta Asya”dan geldiğini buldum 360 sene öncesine kadar gidebildim. Neneden toruna geçen birşey bu. Kırıkçı çıkıkçı vardır, para karşılığı yapılmaz…
Annen ne yapmışsa onu söylüyor, sen de onu yapıyorsun. Böyle kalıcı oluyor. 9 kuşak öncesine kadar gidebildim. 65 senedir içindeyim.
Bu işi ailede para karşılığı yapan ilk ben oldum. Annem, bir türlü kabul edemedi ve bu nedenle benimle 3 yıl konuşmadı. sonra barıştık.
50-60”larda kapı kapı gidip yapıyordum, 8 sene böyle geçti, iş sahibi oldum. Önce karşıdaydı işyerim sonra da buraya geçtim. 56 senedir yapıyorum bu işi.
Bana yetişemeyenlere, benden sonrakilere de miras bırakmak istiyorum.”
Sizin bu reçetelere ekledikleriniz var mı?
Leyla Çabuk: “Annem daha sağdı o zaman. 13 yaşındaydım, Dr. Ziya Konuralp”in akrabası üçüncü derece yanıktı. 40 gün sonra deri düzelmeye ve saç çıkmaya başladı. Konuralp, anneme “tıp üstü bir insansın” dedi.
Sonra bana çok destek oldu, beni dışarı götürdü, çok ameliyata seyirci olarak soktu. İskoçya”da yaşlı bir adamın yanına gidip gelmemi sağladı. O adam bana bitki ile bitkiyi dayandırmayı öğretti bana. 5 yıl gittim geldim.
Önceden annemler bitkileri dövüyorlardı, sürüyorlardı. Bir hafta sonra suyu kokuyordu. Şimdi ise ısırgan, kekik, sarımsak 50 sene dursun, bozulmaz.
Bitkileri nasıl koruyacağımı ve dayandıracağımı öğretti. Benim katkım bu oldu. Şimdi de piyasaya açılmaya karar verdim. 1936 doğumluyum ve geriye miras kalsın istiyorum. Buradan gelen insan faydalansın. Bütün yeğenlerime öğretiyorum”
Bitkileri nasıl hazırlıyorsunuz?
Leyla Çabuk : “Turşu gibi kurup bekleterek özünü alıyorsun. Çok bitki sularım Karadeniz”den geliyor. Orası daha bakir… Genelde de yaylalardan toplanır bu bitkler ya da iç bölgelerden; Kıyıdan pek toplanmaz. Yaylalar da içe doğru. Yazın toplarız.
Saça konan bitki lapası da sülük gibi. Sülük nasıl pis kanı çekiyor onun gibi… Lapa, saçkıran, egzama ve sedefte su aktıktan sonra bir sivilce bile çıkmaz. Ben doktor değilim yaptığım da kocakarı ilacı. 50 sene sonra Sağlık Bakanlığı bana sertifika verdi.
Bugüne kadar yanılmadım. Sadece bazen seans süresi uzayabiliyor. 5 derim 10 seans da geçer.”
Peki hamilelik döneminde uygulama yapılabiliyor mu?
Leyla Çabuk: “Bu saydığım hastalıkların çoğu genetiktir, özellikle sedef, egzama, mantar. Hamilelikte kullanınca bebeğin geleceği için de çözüm oluyor”
Peki alerjisi varsa?
Leyla Çabuk: “Alerji de geçiyor. Bu ürünleri kullanınca alerji geçiyor. Alerjinin nedeni de o enseden gelen su. Ense kökünden o akınca alerji de kendiliğinden geçiyor.”
Benlere özel bir uygulama var mı?
Leyla Çabuk: “Bir seferde bitki ile temizlenir ama önce bakmak lazım. Hepsi ellenmez çünkü..”
Sivilceler için ne yapıyorsunuz?
Leyla Çabuk: “Karalahana çiçeği veriyorum, “bitinceye kadar sür” diyorum. Ancak sürülecek alan önce temizlenmeli. Haftada bir, kurudukça da peeling yapmak gerekiyor. Erkekler için kıllar daha sert olduğu için kese varsa yap diyorum. Kanarsa önemli değil, bitki sürünce kanama geçiyor.
Daha sonra da yine losyon ve karalahanadan yapılan su sürülüyor. Bir hafta sonra fark belli oluyor. Bir tane sivilce çıkmaz daha sonra…
Hazırlayan, uygulayan ve nasıl kullanılması gerektiğini söyleyen benim. Bu nedenle ilk defada belli oluyor sonuç.”
Hormonların en aktif olduğu ergenlik döneminde nasıl?
Leyla Çabuk: “Kişiye göre değişiyor. Kiminde hiç olmuyor kimi de 40 yaşına geliyor hala sivilce devam ediyor. Orada mantar sorunu var. Gece sürüyor bu hazırladığımı, güneşte yanıyormuş gibi sıcaklık hissi veriyor. Bu tohum yaka yaka sorunu yok ediyor.
Bütün yüze sürdüğün için de sivilce oradan oraya bulaşmıyor ve tamamen geçiyor, yüz temizleniyor. Sivilcelerle beraber, siyah nokta, leke ve gözenekler de gidiyor.”
Doğum ve güneş lekeleri?
Leyla Çabuk: “Sivilce için verdiğim karışım uygulanıyor. Bu uygulama ile deri akınca lekeler de kayboluyor. Ancak deri akarsa güneşten korunacaksın, güneşe çıkmayacaksın. Özellikle yüzün cildi çok nazik. Güneşe karşı hazırladığım bir krem var, onu öneriyorum.”
Yanığı olanları alıyor musunuz peki?
Leyla Çabuk: “Yanık almıyorum. Yüzündeki yanığı çok sorun eden birkaç gençkız kabul ettim şu ana kadar. Küçük bir bölge ise, çok özeldir çünkü. Yanığın yeri çok hassastır ve deriyi tazelemek uzun sürer. Kendim ele alırım onu ve deriye zarar vermeden yaparım. Çatlakları sormadınız…”
Soracağım Selüliti de soracağım
Leyla Çabuk: “Çatlağı garanti ediyorum. Ancak zor bir uygulama, çünkü çatlak demek kesik demek..
Tüy dökülmesi için kullanılan bitkiler çatlak ve selülit tedavisinde de kullanılıyor ama farklı uygulama yapılıyor..
Selülit için bitki var yalnız bitki sürmeden önce işçiliği var.
Selülit var ise işlem yaparım, ponza taşı ile peelingin ardından bandajla sararım sarkma olmaması için. Sonra “bitki sür” derim. İçeri sıcaklık vere vere eritiyorum yağları. Bandajla bitki içinde kalıyor. Üç ay, iki ay, en fazla beş ay da geçiyor. Yağ kalmadığı, sorunlu bölge harekete geçtiği için tekrar oluşmuyor. Gençler daha çok istiyor…”
Eskiden böyle bir dert yoktu. Şimdi çocuklarda bile var?
Leyla Çabuk: “Eskiden insanlar çalışıyordu ve kilo almazlardı. İnsanlar şimdi hep tahıl ile besleniyorlar ve herşey hormonlu. Herşeyi mevsiminde yemek lazım, fazla et, karbonhidrat tüketmemek lazım, çocuklar sebze bilmiyor. Ekmek, un, tahıl var; yürümek, hareket yok. Canını seven artık sebzeye kayıyor.”
Bu uygulamalar esnasında beslenmeye de dikkat edilmesini istiyor musunuz?
Leyla Çabuk: “Zayıflama dışında hayır. Onda da bir diyet vermiyorum ama bir günde yediğinizi getirin diyorum. Getiremiyorlar. Ben de bir günde yediğinizin yarısını yiyin diyorum. Daha sonra da tamamen bitkilerden oluşan bir hap veriyorum, iştah kesmesi için. Bitkinin draje hali. Çünkü çay şeklinde kimse içmiyor. Bu hapın yanında da bal veriyorum, halsiz kalınmaması için, bazen de ısırgan tohumu.”
Kansere karşı da evde ısırgan tohumu ile bal kürü yapılıyordu önceden?
Leyla Çabuk: “Bunun hazırlanışı farklı ama… Adet sancısı olan ya da adet düzensizliği bulunan gençkızlara da veriyorum. Düzene girene kadar alıyorlar. İlaçla hormon yükleyince vücut tembelliğe alışıyor. Bu yaptığım ise vücudu çalıştırıyor, vücut harekete geçince de sorun kalmıyor.”
Peki kendinize nasıl bakıyorsunuz? Bildiğim kadarıyla taşla yıkanıyorsunuz…
Leyla Çabuk: “38 sekiz senedir taşla yıkanıyorum. Nasıl kese yapılıyor bu da ona benziyor. Peeling için verdiğim ponza taşı fakat içinde çimento yok. Doğal; Vücut taşa alıştığında değişik oluyor.
En çok elma, domates, biber yani sebze yiyorum. Eti de canım çok çektiğinde yiyorum. Vücudun yakabileceği kadar yemek lazım. Ya yediğini hareket edip yakacaksın ya da miktarı azaltacaksın.
Mesela üç ay sarımsak suyu içtim aç karnına, damarlarımı açsın diye; En sonunda kan topları geldi.”
YEŞİL ÇAY MUCİZESİ
Sadece sağlıklı bir içecek değil, aynı zamanda güzellik konusunda da haklı bir ünü var. İnce ve formda, sağlıklı bir beden, pırıl pırıl bir ten ve canlı dinamik ruh hali için herkesi yeşil çayın nimetlerinden daha fazla yararlanmaya davet ediyoruz.
ÇAY CİLDİ GENÇ TUTAR
Yeşil çay mucizesini teninize taşımak için kendi yaptığınız bu pratik maskelerden de yararlanabilirsiniz.
Temizleyici tonik
1 çay kaşığı yeşil çayın üzerine 10 ml. kaynamış su koyun 5 dakika demlendirin. Soğumaya bırakın. Sonra cildinizi bununla temizleyin. Daha sonra çayın içine batırılmış pamukla cildinizi silin. Bu cildinizin koruyucu tabakasını düzenler, cildi parlatır.
Göğüsleri sıkılaştırıyor
4 kaşık süzme yoğurt ve 2 yemek kaşığı yeşil çayı karıştırın. Karışımı göğüslerinizin üzerine sürün, 10 dakika bekletin ve sonra yıkayın. Ardından da cildinizi yine bitkisel kökenli – adaçayı ve kekik yağı gibi cildi sıkılaştırıcı bir yağ ile nemlendirin. Böylece hem cildinizin nem ve yağ dengesini düzenleyecek hem de göğüslerinizin sıkılığını artıracaksınız
Yeşil çay niye bu kadar faydalı?
Aslında yeşil çay siyah çayla (Camellia sinensis) aynı bitkiden elde ediliyor. Siyah çay oksidasyona maruz kalıyor ve bu da antioksidan özellikteki maddenin yapısının bozulmasına neden oluyor.
Gördüğünüz üzere şifalı bitkilerin tedavi, bakım, güzellik, sağlık kısacası her derda nasıl deva olduğunu artık çok iyi biliyorsunuz.. Hayatınızda şifalı bitkileri eksik etmemeniz dileğiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder